8 Aralık 2014 Pazartesi

Döner Bobinli Ölçü Aleti


Döner Bobinli Ölçü Aleti
Döner Bobinli Ölçü Aletinin Yapısı:

Elektrik tesislerinde kullanılan ölçü aletlerinden en sık karşımıza çıkma ihtimali olanlardan birinin , yani döner bobinli ölçü aletlerinin yapısını inceleyelim:

1- Döner Bobin Çekirdeği
2- Daimi Mıknatıs
3- Manyetik alanı odaklama işi gören kutup yastığı
4- Kadran
5- Kadran aynası (farklı açılardan farklı 
ölçüm almaları engellemekte kullanılır (bakınız Spiegelskale ))  
6- Bobin yayı
7- Bobin
8- Sıfır ölçme büyüklüğü  halinde bobin pozisyonu
9- Tam sapmada bobin pozisyonu
10-Bobin boyunduruğu
11-Hassas ayar vidası
12-İbre
13-Sıfır ölçme büyüklüğü halinde ibre pozisyonu
14- Tam sapmada ibre pozisyonu

6 Aralık 2014 Cumartesi

Topraklamada İlkeler




Tavsiye Edilen Topraklama İlkeleri

Önde gelen yıldırım mühendisleri ve önemli teknik yönetmelikler ve standartlar en önemli topraklama ilkelerinde anlaşırlar. Bu ilkeleri özetle aşağıda veriyoruz.


1- Tüm metal tesisatta potansiyel dengelemesi yapmak gerekir. Binalarda yıldırım koruma için bu durum topraklama direncinden daha fazla önem taşır. Potansiyel dengelemede en iyi yöntem ring şebeke veya temel topraklamasıdır. Aşağı iniş iletkenleri böyle bir ring şebeke toprağıyla birleştirilir. Bu durumda ilave toprak elektrotları gereksiz hale gelebilir. 


2- Yeterli topraklama , söz konusu frekansta toprak direncinin, bağlı bulunduğu devrenin direnci ile karşılaştırıldığında daha küçük olmasını gerektirir. Bu kritere göre, yalıtılmış şase ile toprak arasında çok yüksek dirençler söz konusu olabilen elektrostatik cihaz topraklamalarında olduğu gibi binlerce ohmluk yüksek dirençli toprak değerlerine izin verilebilir. Ne var ki etkili bir topraklama için sadece bir kaç ohmluk dirençler gerekir.


3- Yıldırım koruma sistemlerinin topraklaması, tehlikeli potansiyel farkları yaratmaksızın yıldırımı toprak içerisinde dağıtır. Bu amaçla en etkili topraklama korunacak nesneyi çevreler. Topraklama sistemi ve tüm topraklı metal parçalar üzerinde referansuzak bir mesafedeki sıfır toprağa göre ortaya çıkan potansiyel farkı yükselir. Çok yüksek bir değere ulaşabilir fakat korunacak nesne (örneğin binanın tümü) içerisindeki potansiyel farkları sınırlandırılırsa herhangi bir tehlike söz konusu olmaz. (Önemli olan farkın büyük değerde olmamasıdır, bina veya nesnenin genel potansiyel seviyesinin yükselmesi tek başına tehlike oluşturmaz) . Tüm metal aksam birleştirilirse etkili bir dengeleme gerçekleştirilmiş olur.


4- Bütüncül bir yıldırımdan korunmaya ait potansiyel dengelemesi işlemi, dahili yıldırımdan korumanın gerçekleşmesi için bir temel oluşturur. Bu temelde, elektrik ve elektronik veri aktarma teçhizatını koruma amacıyla yapılan yıldırımdan kaynaklı aşırı gerilim koruması vardır.Bir yıldırım darbesi sonucunda (parafudur takılmış olan canlı iletkenler de dahil ), yıldırımdan etkilenen binadaki tüm tesisatların potansiyeli (parafudr takılı elektrik sisteminin faz iletkenleri de dahil olmak üzere) topraklama sistemindeki potansiyel yükselmesiyle aynı olacaktır. Böylece sistemde tehlikeli bir aşırı gerilim ortaya çıkamayacaktır.Bugünlerde yıldırımlık sistemlerinde eşpotansiyel dengeleme vazgeçilmez bir uygulama haline gelmiştir. Bu uygulamaya göre, binaya giren tüm metal su, elektrik, telefon gibi hizmet hatları ile elektrik sistemi, yıldırımlık sistemine ve topraklama sistemine ayırıcı atlama aralıkları üzerinden direkt bağlantılarla ya da parafudrlar (faz iletkenleri için ise ) ile bağlanırlar. 

5- Telefon ve veri teçhizatı , A.C güç sistmelerinin elektriksel güvenliğine yönelik topraklama sistemi ve bina topraklama elektrodu sistemleri için düşük empedanslı topraklama ve birleştirme bağlantılarının sağlanması önemlidir. Bu tavsiye yıldırımlık topraklama ağı gibi oluşturulmuş topraklama elektrotlarına ek olarak düşünülür. Topraklama gerekliliğinin kısmen de olsa ihmali neticesinde, veri-telefon teçhizatı ile aynı anda personelin temas halinde bulunabileceği topraklı bir cihazın arasında tehlikeli olabilecek gerilim yükselmeleri oluşabilir.

6. 


"In order to disperse the lightning current into the earth without causing dangerous overvoltages, the shape and dimensions of the earth-termination system are more important than a specific value of the resistance of the earth electrode. However, in general, a low earth resistance is recommended.


From the viewpoint of lightning protection, a single integrated structure earth termination is preferable and is suitable for all purposes (i.e. lightning protection, low voltage power systems, telecommunication systems).


Earth termination systems which must be separated for other reasons should be connected to the integrated one by equipotential bonding…"


7. From FAA-STD-019b, Lightning Protection, Grounding, Bonding, and Shielding Requirements for Facilities, Federal Aviation Administration, Washington DC, 1990, p. 20:


"The protection of electronic equipment against potential differences and static charge build up shall be provided by interconnecting all non-current carrying metal objects to an electronic multi-point ground system that is effectively connected to the earth electrode system."


8. From MIL-STD-188-124B, Grounding, Bonding and Shielding, Department of Defense, Washington DC, 1992, p. 6 and p. 8:


"The facility ground system forms a direct path of known low voltage impedance between earth and the various power and communications equipments. This effectively minimizes voltage differentials on the ground plane which exceed a value that will produce noise or interference to communications circuits." (p.6)


"The resistance to earth of the earth electrode subsystem should not exceed 10 ohms at fixed permanent facilities." (p. 8)


9. From MIL-STD-1542B (USAF), Electromagnetic Compatibility and Grounding Requirements for Space Systems Facilities, Department of Defense, Washington DC, 1991, p. 19:


"This Standard, MIL-HDBK-419, and MIL-STD-188-124 do not recommend the use of deep wells for the achievement of lower impedance to earth. Deep wells achieve low dc resistance, but have very small benefit in reducing ac impedance. The objective of the earth electrode subsystem is to reduce ac and dc potentials between and within equipment. If deep wells are utilized as a part of the earth electrode subsystem grounding net, the other portion of the facility ground network shall be connected to them."


10. From National Electrical Code, NEC-70-1996, National Fire Protection Association, Quincy MA, 1996, Article 250 - Grounding, p. 120 & p. 144:


"Systems and circuit conductors are grounded to limit voltages due to lightning, line surges, or unintentional contact with high voltage lines, and to stabilize the voltage to ground during normal operation. Equipment grounding conductors are bonded to the system grounded conductor to provide a low impedance path for fault current that will facilitate the operation of overcurrent devices under ground-fault conditions." (p. 120)


"Metal Underground Water Pipe. A metal underground water pipe in direct contact with the earth for 10 ft. (3.05 m) or more (including any metal well casing effectively bonded to the pipe) and electrically continuous (or made electrically continuous by bonding around insulating joints or sections or insulating pipe) to the points of connection of the grounding electrode conductor and the bonding conductors. Continuity of the grounding path or the bonding connection to interior piping shall not rely on water meters or filtering devices and similar equipment. A metal underground water pipe shall be supplemented by an additional electrode of a type specified in Section 250-81 or in Section 250-83. The supplemental electrode shall be permitted to be bonded to the grounding electrode conductor, the grounded service-entrance conductor, the grounded service raceway, or any grounded service enclosure." (p. 145)


11. From MIL-HDBK-419A, Grounding, Bonding, and Shielding for Electronic Equipments and Facilities, Department of Defense, Washington DC, 1987, p. 1-2, p. 1-6, p.1-102 and p. 1-173:


"The value of 10 ohms earth electrode resistance recommended in Section 1.2.3.1a represents a carefully considered compromise between overall fault and lightning protection requirements and the estimated relative cost of achieving the resistance in typical situations." (p. 1-2)


"At fixed C-E facilities, the earth electrode subsystem should exhibit a resistance to earth of 10 ohms or less." (p.1-6)


"All metallic pipes and tubes (and conduits) and their supports should be electrically continuous and are to be bonded to the facility ground system at least at one point." (p. 1-102)


"Water pipes and conduit should be connected to the earth electrode subsystem to prevent ground currents from entering the structure." (p. 1-173)

Değişken Frekanslı Sürücülerde (VFD ) Darbe Sayıları

Çeviri : Mete ÇAKIR
Kaynak: http://ecmweb.com/harmonics/4-1-1-variable-frequency-drives

Motor Sürücü (Envertör V/F kontrolör)
Bilindiği gibi frekans değiştirmek sureti ile motor kontrolü sayesinde geçmişteki sargı değiştirme ve direnç benzeri yöntemler ile yapılan hız kontrollerine oranla çok ciddi performans artışları , ekonomiklik ve güvenilirlik sağlanabilmiştir. Bugün pek çok motor kontrolünde kullanılan VFD tekniğinde kullanılan darbe sayısına bağlı olarak ortaya çıkan performans ve üstünlükler/zayıflıklar noktasında değerlendirmeler yapmaya çalışacağız.
Değiştirilebilir frekanslı sürüş yani VFD, enerji tasarrufu gözetilerek, modern tesislerde motorlar ve pompalar benzeri mekanik sistemlerin tahrikinde kullanılır. Hız ile yük uyumunu sağlayacak şekilde, motor çalışma eğrilerine uygunluk gösteren VFD , belli bir bölgenin ihtiyaçlarını esas alarak değişken hava ve su vs.. ihtiyacını karşılayıp motorun harcadığı enerjide ciddi bir enerji tasarrufu sağlamaktadır. Bu işlem ,  şebekeden gelen sabit frekanslı alternatif akımın  önce doğru akıma çevirilip sonra tekrar, ( IGBT  {yalıtılmış kapılı -çift kutuplamalı tranzistör } anahtarlama elemanlarının yüksek sayıda açma kapama yapmaları sayesinde meydana getirilen ) değişken frekanslı alternatif akıma dönüştürülmesi ile gerçekleştirilir.

Devam Edecek....

6 Darbeli vvf sürücü


600 Volt ve Daha Düşük Gerilimli Alçak Gerilim Sistemlerinde Trafo Nötr Rejimleri

600 Volt ve Daha Düşük Gerilimli Alçak Gerilim Sistemlerinde
 Trafo Nötr Rejimleri

Elektrik Şebekelerinde Trafonun Nötr Noktasının Topraklanma Durumuna Göre Rejim Tipleri

22 Ekim 2014 Çarşamba

Entegre Devrelerde Paket Tipleri

Çok sık gördüğümüz entegre devre   paket tiplerini veren güzel bir resim paylaşıyorum sizlerle.


Entegra Paket Tipleri

30 Eylül 2014 Salı

BKT röleler

PCB röle
Bu röleler türkçede PCB röle olarak geçiyor ama ingilizcesi cradle relays olarak da veriliyor. cradle  (bobinin içine oturduğu u şeklinde beşiğe benzeyen kısıma deniyor) kelimesi türkçede tam olarak çevrilebilecek bir kelime değil buradaki göreviyle bağdaştırmak açısından , zira almanlar da bu röle şekline Kamm-relais diyor ki aşağıdaki şekilde görülen hareketli kol vasıtası ile kontakların pozisyonu değişirken bu kolun pozisyonlarını değiştirdiği kontaklar bir yanyana nevi tarağın dişlerine benzediğinden bu rölenin adı almancada kamm (tarak ) relais oluyor.  Her iki dil aynı röleye farklı benzetmeler üzerinden isimler vermişler. Bence bu rölenin adı beşik-kol-tarak kelimelerinin kısaltılmışı BKT röle olsun.




BKT Röle

Kurşun-Asit Bataryalarda Şarj Aşamaları

Bu batarya tiplerinde  şarj aşamasında 3 temel aşama vardır. Anlamayı kolaylaştırmak amacıyla bu 3 aşama aşağıdaki tablo da gösterilmiştir.

Kurşun-Asit Bataryalarda Şarj Aşamaları

17 Eylül 2014 Çarşamba

Çift Yönlü Hibrit Şebeke Envertörler

Bu envertörler hem şebeke bağlantısına olanak sağlarlar hem de her iki  yönde yüklerin beslenmesini sağlarlar. Hibrid sistemler için ideal bir cihazdırlar.



Çift Yönlü Hibrid Şebeke Envertörleri

Şekilden de kolayca anlaşılacağı üzere, alternatif akım şebekesi ile doğru akım şebeke birbirine grid-tie olabilmekte yani kuplaj olabilmekte olup bu cihaza şebeke bağlantısı da yapılmak suretiyle enerji noksanlığı durumunda şebekeden destek alınabilmektedir.

Kesintisiz Güç Kaynakları (UPS) Tipleri ve Mukayeseleri

Ana planda 3 tip kesintisiz güç kaynağı tipi vardır. Bunların mukayesesini veren tablo aşağıdadır.



Kesintisiz Güç Kaynak Tiplerinin Mukayesesi

31 Temmuz 2014 Perşembe

23 Haziran 2014 Pazartesi

Jeneratörlerde Manyetik Pikap


Manyetik pikaplar (MPU) motorlarda ya da türbinlerde döner kısmın hızını saptamaya yarayan hız sensörleridir. Motor ile elektronik hız regülatörü arasındaki bağlantı elemanıdır.


Manyetik Pikap 


Bu eleman, manyetik alana tepki gösteren, tahrik şaftı dişlisine yakın bir konumda montelenir. Her bir dişli dişi MPU ucundan geçtikçe bu dişli dişi MPU nun manyetik alanını keserek bu cihazda bir alternanslı gerilim endükler. Bu gerilimin frekansı hız control bloğu tarafından tahrik şaftının hızı ile orantılı bir hız bilgisi üretilerek hız regülatörüne bu bilgi verilerek jeneratörün frekansı/ hızı kontrol altında tutulmuş olur.
Manyetik Pikaplarda Darbe (Hız bilgisi) Üretimi







CCD ve CMOS Sensörler

CCD & CMOS (  ccd tek parça iken CMOS tümleşik bir devredir dikkat edilirse)


CCD Prensipleri: 

Sayısal görüntülemede kameraya giren ışık dalgaları ışığı elektrik yüküne çeviren sensör üzerine düştüğünde görüntü oluşur. Işık miktarı ile yük orantılıdır. Ama renk nasıl oluşur? Kameradan içeri giren ışık beyaz renktedir ve lense düşen bu ışık RGB mantığına uygun olarak filtreleme ile kendisini oluşturan dalga boylarına ayrılır. Bu renk bilgisi sıra sıra ve piksel piksel okunur dolayısı ile bilginin işlenme süresi uzundur. Buna karşılık yüksek kaliteli bir görüntü elde edilir. 

CMOS Prensipleri

CMOS sensör ışık dalgalarını farklı bir çip üzerinde elektrik yüklerine çevirmek yerine, fotonları ışığın düştüğü yerde bu bilgiyi işleme yoluyla (farklı bir çip üzerinde değil) elektrona dönüştürür. Kuvvetlendiriciler kullanarak bu sensörler CCD lerden daha hızlı işlem gerçekleştirebilirler. Ne var ki tüm çevirici (tranzistor)ler ve kuvvetlendiriclerin değişik performanslarda çalışmaması sebebiyle (her tranzistörün bir kuvvetlendiricisi olduğundan milyonlarca bu tip devre elemanının totalde çıkış sinyaline etkisi büyüktür) gürültü seviyesi yüksektir. Pek çok CMOS aynı RGB sistemini kullansa da foveon adı verilen ve silikonun kendisini ışık spektrumundaki renkleri filtrelemede kullanan yeni bir teknoloji geliştirilmiştir.
CMOS ve CCD Devrelerde Görüntü Bilgisi (Kırmızı ile gösterilen Işık olup  oklar (en alt solda )akan bilgileri temsil eder)


Kısaca Mukayeseleri 

CMOS sensörlerde her bir piksel yanyana dizilmiş çok sayıda tranzistörden oluşur ve ışık duyarlılıkları düşükdür. Sensöre düşen ışık fotonları photodiyoda değil tranzistörlere çarpar.
CMOS daha az enerji tüketir. Bu oran  CCD e kıyasla 1/100 ü bulur.
CMOS çipler CCD lerin aksine tek bir yonga üzerine ve tek bir üretim bandında üretilebilirler ki bu anlamda maliyetleri çok daha düşüktür.
CCD sensörler CMOS lara göre daha fazla toplu üretime tabi tutulmuş olup bu anlamda daha olgun bir üründür. Daha yüksek kalite ve daha yüksek sayıda piksele sahiptirler. .
CCD sensörler yüksek kaliteli düşük gürültülü görüntüler elde ederken CMOS sensörler genelde gürültüden daha çok etkilenen sensörlerdir.
CCD Sensörler yüksek güç tüketimleri yüzünden ayrıca bir termal gürültüye maruz kalırlar

8 Haziran 2014 Pazar

Renksel Geriverim


Kaynak elektro-wissen.de

ışık kaynakları birbirine benzer görünseler de, bu onların aydınlattığı renkli yüzeylerin tümünün aynı şekilde görüneceği manasına gelmez. İki tane normal halde beyaz ışık veren kaynağın farklı dalga boylarının bir bileşimine sahip olmaları mümkündür. Yüzeyler,söz konusu ışık içerisindeki dalga boylarını aynı oranda yansıtacağından, farklı bir ışığa maruz bırakıldıklarında renk izlenimi değişecektir. 

Renksel geriverim yapay aydınlatmada önemli bir kavramdır. Bazı belirli hallerde,renklerin mümkün olduğunca doğal olarak örneğin gün ışığı altındaymışçasına üretilmeleri gerekirken, diğer hallerde aydınlatma tek bir rengi vurgular veya belli bir atmosferi yakalamak durumundadır. 

Bu prensip piyasada kullanım bulur. Örneğin florasan lambalar dondurulmuş et reyonlarında kızıl renkte ışıma yaparlar ki böylece ürünler yani etler daha taze ve iştahlandırıcı görünürler.Aydınlatma koşulları değişirse bu etki kaybolacaktır. 

Renksel geridönüşüm , aydınlatmayla ilgili kullanımlara ait ışık kaynaklarının seçilmesinde belirleyici bir kriterdir. 

Renksel geridönüşüm özelliklerine göre renklerin taksim edilmesi renksel geridönüşüm endeksi adı verilen (CRI kısaltması Ra ile de gösterilir) bir endekse göre yapılır. Ra skalası 50 den 100 e kadardır. Aşağıda verilen tabloda Ra değerleri ve anlamları verilmektedir.


Ra = 90-100  (Üstün renksel geri dönüşüm)
Ra = 80-90     (iyi renksel geri dönüşüm)
Ra = 60-80     (orta renksel geri dönüşüm)
Ra < 60            (zayıf renksel geri dönüşüm)




ÖRNEK:
                                                                Renksel Geriverim

Bu her iki resim renksel geriverim prensibini açıklamaktadır. Üstteki resimde tüm renkleri içeren bir ışık kaynağı oyuncak bir atı aydınlatmaktadır. Oyuncak attan yansıyan ışık bakan kişinin gözüne ulaşır ve beyinde yaklaşık olarak sağ üst köşede görülen bir görüntüyü oluşturur. 

Aşağıdaki resimde atın üzerine düşen ışıkta kızıl renkli bir dalga boyu bulunmamaktadır. Bu, atın üzerindeki kırmızı kısımlardan bir yansıma olmayacağı ve bakan kişiye sağ üstte bulunan ve beyinde gerçekleşecek resimden de anlaşılacağı üzere bu bölgelerin karanlık görüneceği manasına gelir. Her iki resimden anlaşılması gereken şey, ışık kaynağının renk sprektrumunun eşyaları algılamamızda oynadığı rolün ne derecede büyük olduğudur.

Lambalar ile CRI ilişkisinin verildiği güzel ve basit bir gösterim faydalı olacaktır.

Çeşitli lambaların ışıklarının Kelvin Sıcaklıkları 



7 Haziran 2014 Cumartesi

Basit Yıldırımdan Korunma Terrtibatı:
Yıldırımdan Korunma

Yıldırımdan Korunma Sistemlerinde Performans

Yıldırımdan Korunma Sistemlerinde Performans  (E )

Bir yapının içinde bulunduğu risk seviyesi pek çok farklı faktöre bağlıdır. Böylelikle kurulu bir yıldırımdan korunma sisteminin performansı pek çok faktöre bağlıdır diyebiliriz. Özel bir yıldırımdan korunma sistemi belli bir yüksek risk bölgesinde yetersiz olabilirken, iyi bir yıldırımdan korunma sistemi büyük bir şehirde daha yüksek binalarla çevrili alçak bir bina üzerinde ”  gereksiz “ bir tesisat haline gelebilir.
 Bu sebeple, 4 adet yıldırımdan korunma kategorisi tanımlanmıştır. Bu kategoriler bu sistemlerin performansı gösterir. Bu durumda koruma sınıfı I en yüksek,  koruma sınıfı IV en düşük performansa sahiptir. Bu sınıflar, yıl içerisinde beklenen direk yıldırım darbesi sayısının izin verilen direk yıldırım darbesi sayısına oranı kullanılarak hesaplanır.

Koruma Sınıfları
Koruma Sınıfı
Yakalama Tertibatının
Ağ Ebatı
Yıldırım Küresinin Yarıçapı
Tavsiye edilen Saptırma Mesafesi)
max.
Yıldırım Akımı
I
5m x 5m
20m
10m
200kA
II
10m x 10m
30m
15m
150kA
III
15m x 15m
45m
20m
100kA
IV
20m x 20m
60m
25m
100kA

1 yıl içerisindeki izin verilen en yüksek direk yıldırım darbesi sayısı , binanın konstruksiyonu (duvarların ve döşemelerin türü)na, binanın nasıl kullanıldığına (insanlar ve eşyaların durumu), bina çevresiyle alakalı riskli durumlar veya bina ile bağlantılı olan önemli  tedarik sistemlerinin arızalanması vs gibi sonradan ortaya çıkan zararlar bakımından yapılacak değerlendirmeye bağlı olarak hesaplanır.

1 yıl içerisindeki Beklenen direk yıldırım darbesi , bölgedeki kilometrekare ve yıl başına düşen yıldırım sayısı,binanın yakalama yüzeyi(ayrıca binanın toplam büyüklüğü ve yüksekliği de dikkate alınır), ve bir çevre faktörü de dikkate alınarak hesaplanır. Bu çevre faktörü çevredeki ağaçların ve diğer binaların durumuna bağlıdır.
 İzin verilen direk yıldırım darbesinin sayısı belirlenmesi için kullanılan ortalama değerler koruma sınıfı  III e karşılık gelmektedir.Böylelikle yaklaşım  maksadıyla ortalama değerler belirlenebilir. Performans katsayıları kısaca şöyledir:



Koruma Sınıfı
Performans (E) Katsayısı
I
0,98
II
0,95
III
0,90
IV
0,80

Doğru Akım Motoru

Doğru Akım Motorunu yakından inceleyelim:

Doğru Akım Motoru

22 Mayıs 2014 Perşembe

Rüzgar Enerjisi Üretiminde Çift Beslemeli Elektrik Makinaları

"Çift Beslemeli Elektrik Makinaları" esasta hem statöründe hem de rotorunda sargılarda alternatif akımların aktığı bir makina türüdür.  Genelde en çok kullanılan türü üç fazlı sargılı rotorlu endüksiyon (asenkron )makinalardır.  Bu makinaların çalışma şekli uzun yıllardır biliniyor olmasına karşılık, son zamanlarda karşımıza sıklıkla çıkar olmuşlardır. Bunun sebebi elektrik üretim teknolojilerinden rüzgar enerjisiyle enerji üretiminde bu makina türünün tercih edilir hale gelmesi olmuştur.
Çift Beslemeli Endüksiyon Jeneratörü

Çift Beslemeli endüksiyon jeneratörleri (Doubly-fed induction generators) bu makinaların en çok kullanılan türüdür ve rüzgar santrallerinde tercih edilirler. Diğer jeneratör (alternatör) türlerine göre bir takım üstünlükleri vardır. 
  • En büyük üstünlüğü rüzgar enerjisiyle üretimi esnasında," rüzgar hızından bağımsız olarak çıkış gerilimlerinin genlik ve frekanslarının sabit bir değerde kalmasını sağlayabiliyor olmaları"dır. Bu yüzden bu alternatörler ulusal şebekeye direk bağlanarak şebeke ile sürekli senkron halde çalışabilirler. 
  • Diğer üstünlüğü ise, çıkış güç faktörünü kontrol ederken aynı zamanda  kullanılacak güç elektroniği cihazlarının ebatlarının makul seviyelerde tutulabilmesine olanak sağlamalarıdır. Bunlardan başka;
  • Düşük rüzgar hızlarında elektrik güç üretimi yapabilmesi
  • Ani tork ve çıkış güç değişimlerine çok iyi cevap verebilmesi




7 Mayıs 2014 Çarşamba

Trafolarda Sırt Sırta Testi (Sumpner Testi)


Sumpner testi ya da namı diğer sırt sırta testi ya da yük testi bir trafo testidir ki tam yük halini ve dolayısı ile ısınma testini gerçekleştirebilmeyi mümkün kılarBu test büyük trafolarda kullanılır. Büyük trafolarda olağan tam yük testleri tüketilen enerji çok büyük ve trafonun nominal yükünü karşılayacak uygun yükleri bulmak zor olacağından bu test daha elverişli hale gelir. Burada unutmamak gereken husus , ısınma testlerinde trafonun pek çok saat süresince tam yük altında kalması gerektiğidir. Bu test ayrıca verimin belirlenmesinde de kullanılır.

(Electromanyetik cihazlar  üzerine pek çok paten sahibi olan William Sumpner tarafından tasarlanmıştır )
Testte iki tane aynı özelliklere sahip trafo T1 ve T2 kullanılır.Her bir trafonun primer sargısı ana kaynağa bağlıdır. Böylece iki trafo paralel hale gelirler.

Trafolarda Sumpner Testi

Sekonder sargıları açıkken (S anahtarı açık)  W1 wattmetresi  iki trafonun toplam boşta kaybını ölçer. Bakır kaybı çok düşük olacağından wattmetre demir kayıplarını ölçmüş olurSekonder sargılar seri bağlıdır fakat polariteleri terstir. Sekonder gerilimleri birbirini iptal ettiğinden  S anahtarı kapatıldığında devreden akım geçmez. Yardımcı bir kaynak sekonder sargılara seri olarak bağlanır. Bu kaynak ya  yardımcı trafolu ve değişken genlikli bir  gerilim kaynağı ya da sekonder sargılara direk bağlı  bir oto trafo kullanılarak oluşturulabilir. 

Değişken kaynak sekonder sargılara akım enjekte etmekte vazife görür. Sekonderler birbirini iptal ettiğinden nominal akım akıtacak gerilim oldukça düşüktür. Sekonder akımı primer tarafına dönüştürülerek aktarılır ve bu akım primerde paralel bağlantı söz konusu olduğundan ana kaynağa akmaz ve dolayısı ile W1 wattmetresi bir değer göstermez. W2 wattmetresi her iki trafonun toplam bakır kayıplarını gösterir. Trafoların çalışması esnasında, trafoların üzerinden büyük bir enerji geçmediğinden enerji tüketimi düşüktür. Bunla beraber nominal / tam akımda gerçekleşecek bakır ve demir kayıpları, trafolar tıpkı tam yük altında çalışıyormuşçasına sağlıklı ölçülmüş olur. 


Yıldırımdan Korunma ve Topraklama Konusunda Önemli İlkeler

Tavsiye Edilen Topraklama İlkeleri


Önde gelen yıldırım mühendisleri ve önemli teknik yönetmelikler ve standartlar en önemli topraklama ilkelerinde anlaşırlar. Bu ilkeleri özetle aşağıda veriyoruz.

1- Tüm metal tesisatta potansiyel dengelemesi yapmak gerekir. Binalarda yıldırım koruma için bu durum topraklama direncinden daha fazla önem taşır. Potansiyel dengelemede en iyi yöntem ring şebeke veya temel topraklamasıdır. Aşağı iniş iletkenleri böyle bir ring şebeke toprağıyla birleştirilir. Bu durumda ilave toprak elektrotları gereksiz hale gelebilir. 

2- Yeterli topraklama , söz konusu frekansta toprak direncinin, bağlı bulunduğu devrenin direnci ile karşılaştırıldığında daha küçük olmasını gerektirir. Bu kritere göre, yalıtılmış şase ile toprak arasında çok yüksek dirençler söz konusu olabilen elektrostatik cihaz topraklamalarında olduğu gibi binlerce ohmluk yüksek dirençli toprak değerlerine izin verilebilir. Ne var ki etkili bir topraklama için sadece bir kaç ohmluk dirençler gerekir.

3- Yıldırım koruma sistemlerinin topraklaması, tehlikeli potansiyel farkları yaratmaksızın yıldırımı toprak içerisinde dağıtır. Bu amaçla en etkili topraklama korunacak nesneyi çevreler. Topraklama sistemi ve tüm topraklı metal parçalar üzerinde referansuzak bir mesafedeki sıfır toprağa göre ortaya çıkan potansiyel farkı yükselir. Çok yüksek bir değere ulaşabilir fakat korunacak nesne (örneğin binanın tümü) içerisindeki potansiyel farkları sınırlandırılırsa herhangi bir tehlike söz konusu olmaz. (Önemli olan farkın büyük değerde olmamasıdır, bina veya nesnenin genel potansiyel seviyesinin yükselmesi tek başına tehlike oluşturmaz) . Tüm metal aksam birleştirilirse etkili bir dengeleme gerçekleştirilmiş olur.

4- Bütüncül bir yıldırımdan korunmaya ait potansiyel dengelemesi işlemi dahili yıldırımdan korumanın gerçekleşmesi için bir temel oluşturur. Bu temelde, elektrik ve elektronik veri aktarma teçhizatını koruma amacıyla yapılan yıldırımdan kaynaklı aşırı gerilim koruması vardır.Bir yıldırım darbesi sonucunda (parafudur takılmış olan canlı iletkenler de dahil ), yıldırımdan etkilenen binadaki tüm tesisatların potansiyeli (parafudr takılı elektrik sisteminin faz iletkenleri de dahil olmak üzere) topraklama sistemindeki potansiyel yükselmesiyle aynı olacaktır. Böylece sistemde tehlikeli bir aşırı gerilim ortaya çıkamayacaktır.Bugünlerde yıldırımlık sistemlerinde eşpotansiyel dengeleme vazgeçilmez bir uygulama haline gelmiştir. Bu uygulamaya göre, binaya giren tüm metal su, elektrik, telefon gibi hizmet hatları ile elektrik sistemi, yıldırımlık sistemine ve topraklama sistemine ayırıcı atlama aralıkları üzerinden direkt bağlantılarla ya da parafudrlar (faz iletkenleri için ise ) ile bağlanırlar. 

5- Telefon ve veri teçhizatı , A.C güç sistmelerinin elektriksel güvenliğine yönelik topraklama sistemi ve bina topraklama elektrodu sistemleri için düşük empedanslı topraklama ve birleştirme bağlantılarının sağlanması önemlidir. Bu tavsiye yıldırımlık topraklama ağı gibi oluşturulmuş topraklama elektrotlarına ek olarak düşünülür. Topraklama gerekliliğinin kısmen de olsa ihmali neticesinde, veri-telefon teçhizatı ile aynı anda personelin temas halinde bulunabileceği topraklı bir cihazın arasında tehlikeli olabilecek gerilim yükselmeleri oluşabilir.

----------------------------------DEVAM EDECEK-----------------------------------------

Yangına Dayanıklı Kablo & Alev Geciktirici Kablo


Alev geciktirici Kablo : Bir kablo güzergahında yangının yayılmasının engellenmesinin elzem olduğu durumlarda kullanılmak üzere tasarlanmıştır. En basitinden PVC kablo böyle bir kablodur. Ne var ki PVC zehirli gaz ve yoğun duman  ürettiğinden kritik tesisatlarda kullanılmamalıdır. Bundan başka NHXMH kablo da aynı şekilde alev geciktirici özelliktedir.(Halojensiz olmak özelliğine ek olarak)
.
Yangına  Dayanıklı Kablo :  FR kablo = yangın durumunda hayati önem arzeden sistem ve hizmetlerin devamlılığını sağlayacak şekilde (  circuit integrity : sörkıt integriti : devre bütünlüğü kavramıyla izah edilir) tasarlanan kablolardır. Daha çok kullanılan izolasyon malzemesinin kimyasal özellikleri değiştirilerek veya damar çevrelerine mika bant sararak bazen de her ikisi yapılarak tasarlanan kablolardır. FE 60, FE120 vs olarak verilir ki burada rakamlar dakika olarak yangına karşı mukavemeti verir. Bu süre boyunca standart yangın şartlarında kısa devre veya kopma gerçekleşmez.



N2XH FE180 kablo : 1- Sınıf 1 ya da 1 bakır iletkenler        2-Mika Bant           3- xlpe yalıtım
4- Halojensiz dış kılıf

Düşük Duman ve Gaz (Salan) Kablolar: LSF kablolar= PVC 'ye nazaran çok  az duman ve gaz çıkaran kablolardır. Gazları zehirli gaz ihtiva edebilir.

Düşük Duman Salan ve  Halojensiz Kablolar: LSZH kablolar= yandığında çok az duman ve gaz çıkarırlar. (PVC ye nazaran) ve halojen yani zehirli gaz ihtiva etmezler.

LSZH kablolar ayroca LZSO , OHLS olarak da isimlendirilebilirler.

Yangına Dayanıklı Kablolar için Test Düzeneği ve Testi

Fiyatları düşük olduğu için (görece olarak), yangın kablosu olarak yangın geciktirici kablolar yaygın kullanım alanına sahiptir. 
Yangına dayanıklı kablolar ise  yangın alarm ve söndürme sistemlerinde olduğu gibi kritik devrelerin beslenmesinde devre bütünlüğünü sağlamak maksadı ile kullanılırlar.

------------------------------------------------------------------------------------------------------------

1 Mayıs 2014 Perşembe

Sekonder (Şarj edilebilir piller) Pillerin Özgül Enerji -Sıcaklık Tablosu

Sekonder pillerin mukayesisini yapan güzel bir tablo:

Sekonder Pillerin Karşılaştırılması


Almanyada 2013 Yılı Güneş Enerjisi Maliyetleri

           
 Güneş enerjisi üretim tesislerinin ilk üretim maliyetleri 2013 yılının ilk üç çeyreğinde 7,8 ve 14,2 sent /kwh aralığında seyretmiştir. 2011 yılından  beri Almanyada bu fiyatlar konut elektrik fiyatlarının altındadır. Diğer ülkelerde , İspanya İtalya ABD ve Avustralya gibi, şebeke paritesine (yenilenebilir enerji kaynağından üretilen elektriğin konvansiyonel yolla üretilen elektrikle eşit ya da daha düşük maliyete sahip olması) geçmiş yıllarda zaten ulaşılmış idi.Güney İspanya’da 2012 yılında “VDI haber”’e göre 7-9 cent/kwh civarlarında üretim yapabilmektedir. “Alman Ekonomi Araştırma Enstitüsü” güneş enerjisi üretim maliyetlerinin beklenenden daha hızlı düştüğünü açıkladı. Ayrıca Avrupa Komisyonunun geçmiş raporlarından birinde 2050 yılunda beklenen enerji üretim maliyetinin şimdiden yarısı dolaylarında bulunduğumuzdan bahsedilmektedir.
 
Almanyada 2013 yılı Güneş Enerjisi Maliyetler

Yukarıdaki tablo Fraunhofer Güneş Enerji Sistemlerinin bir çalışmasından çıkarılan sonuçlara göre oluşturulmuştur. Kabullenmeler yatırım maliyetleri ve gelirleri hariçte tutularak çalışmaya esas yapılmıştır:

Esas alınan gerçek ağırlıklı ortalama sermaye maliyeti kalemi yaklaşık % 2, 8, senelik işletme maliyeti 35 euro ve senelik gelir düşüşü % 0,2 kabul edilmiştir.

Diğer işletme maliyeti ve senelik gelir düşüşü değerleri bu tabloyu değiştirebilir. 25 yıllık bir işletme süresinden yola çıkılır. Güneş enerjisi santralleri hareketli bir parça ihtiva etmediğinden, uzun ömürlüdürler. Bu süre boyunca kullanılabilecekleri kabul edilebilir. Santralin demontaj ve hurdaya çıkarma maliyetleri durağan maliyet olarak ele alınabilir. Kilowattsaat başına ortlama maliyet hesaplanırken hem maliyetler hem gelirler daha önce kullanılan gerçek sermaye maliyetiyle iskonto edilmelidir. Elektrik üretim maliyetleri üretilen tüm elektriğin kullanıldığı varsayımı ile hesaplanır.

Görsellik sağlamak amacıyla tablo renk renk kademelendirilmiştir.

Beyaz kutucuklarda Almanyada ki büyük sanayi tüketicilerinin elektrik fiyatı olan 9,71 ct/kwh ‘nin altında kalan maliyetler bulunmaktadır. Gri arkaplanlı olan kutucuklar bu maliyetlerin üzerinde kalmaktadır. Tüm bu değerler ama,ortalama özel tüketici fiyatı olan 28,7 ct/kwh dan daha düşüktür. Almanyada güneş yönelimli santrallerin gelirleri kwh saat başına senede 700-1200 kwh civarındadır. Yeni santraller için ortalama gelir tabloda italik olara verilmiştir.

---------------------------------------------------------------------------------------------


kaynak : http://de.wikipedia.org/wiki/Photovoltaik
Die Stromgestehungskosten von Photovoltaikanlagen in Deutschland lagen im dritten Quartal 2013 zwischen 7,8 und 14,2 ct/kWh.[70]. Seit dem Jahr 2011 liegen sie in Deutschland unterhalb des Haushaltsstrompreises.[71] In anderen Ländern, wie Spanien, Italien, Teilen der USA und Australien wurde die Netzparität bereits in den Jahren zuvor erreicht. In Südspanien können im Jahr 2012 laut VDI nachrichten Photovoltaikanlagen für 7-9 ct/kWh Energie produzieren.[72] Das Deutsche Institut für Wirtschaftsforschung (DIW) stellt fest, dass die Kosten für Photovoltaik bislang weit schneller gesunken sind als noch vor kurzem erwartet. So sei in einem jüngsten Bericht der EU-Kommission noch von Kapitalkosten ausgegangen worden, die "bereits heute zum Teil unterhalb der Werte liegen, die die Kommission für das Jahr 2050 erwarte".[73]

Die nebenstehende Tabelle bildet dieStromgestehungskosten in ct/kWh entsprechend einer Studie des Fraunhofer-Instituts für Solare Energiesysteme ab[75]. Die Annahmen folgen abgesehen von Investitionskosten und Ertrag der Studie: Der zugrunde gelegte reale gewichtete durchschnittliche Kapitalkostensatz beträgt 2,8%, die jährlichen Betriebskosten 35 € und die jährliche Minderung des Ertrags 0,2%. Andere Betriebskosten oder Ertragsminderungen können die Werte der Tabelle verändern. Weiterhin wird von einer Nutzungsdauer von 25 Jahren ausgegangen. Da Photovoltaikanlagen keine beweglichen Teile enthalten, sind sie sehr langlebig; es ist durchaus denkbar, dass sie auch über diesen Zeitraum hinaus nutzbar bleiben. Es wird davon ausgegangen, dass Demontage- und Entsorgungskosten dem Restwert der Anlage entsprechen. Für die Berechnung der durchschnittlichen Kosten je Kilowattstunde zu Preisen des Jahrs der Installation sind sowohl Kosten als auch Ertrag mit dem zuvor verwendeten realen Kapitalkostensatz diskontiert. Weiterhin gelten die Stromgestehungskosten nur für den Fall, dass der erzeugte Strom auch vollständig verbraucht wird.

Zur Veranschaulichung ist die Tabelle farblich abgestuft: Weiße Kästchen stehen hierbei für Kosten, die unter dem Strompreis von 9,71 ct/kWh für industrielle Großverbraucher in Deutschland [76] liegen, grau hinterlegte liegen darüber. Sämtliche Werte liegen unter dem durchschnittlichen Privatkundenpreis im Jahr 2013 von 28,7 ct/kWh.[77] In Deutschland liegen die Erträge bei nicht nachgeführten Anlagen zwischen 700 und 1200 kWh Ertrag je Jahr und kWp. Die Werte für den durchschnittlichen Ertrag für neue Anlagen sind in der Tabelle kursiv hervorgehoben.