13 Temmuz 2020 Pazartesi

Dijitalleşme Çağında Enerji Sarfiyatı

Muazzam bir şekilde büyüyen veri trafiği kaçınılmaz olarak eşit ölçüde yüksek bir güç tüketimine neden olmakta mıdır ? Yoksa bu iki büyüklüğü tümüyle birbirinden ayırmak gelecekte mümkün olacak mı? 
On yıllar önce, kapsamlı dijitalleşme hala geleceğin bir hayaliyken, trend araştırmacıları bu sürecin beraberinde çoğu enerji, trafik ve çevre sorununun çözümünün de bulunması gerekeceğini öngördüler. Bu büyüleyici ve insanlık tarihi referans alınacak olursa pek yeni olan bit ve baytlar dünyasında, çoğu şey, elektronik ve sanal olarak küresel ağ ölçeğinde gerçekleşecekti. Endüstriyel robotlar çalışan insan sayısı yönünden fakir fabrikaları dolduracak, işçiler ise ekrandan fabrikadaki üretimi uzaktan izleyerek denetleyeceklerdi. Çalışanlar artık her gün büyük ofis binalarına gidip gelmek zorunda kalmayacak, iş yaşamlarını ev-ofislerinde geçireceklerdi. Yine politikacı ve yöneticilerin artık uluslararası konferanslara seyahat etmeleri gerekmeyecek, video konferans teknolojisi sayesinde pahalı ve çevreye zarar veren uçak seyahatlerinden kurtulmuş olacaklardı. 

Bilgi Dijitalleştikçe Enerji Sarfiyatları Aynı Ölçüde Artmak Zorunda mıdır? 

Şimdilerde bilgiyi dijitalleştirme (sayısallaştırma) süreci gerçek manada hız kazanırken, bu süreç beraberinde ciddi bir maliyet de ortaya çıkarmakta. Küresel ağın oluşturulması ,devasa büyüklüklerde veri toplayan, depolayan ve bu bilgileri ilgili uçlara gönderen ve bu nedenle çok fazla enerji gerektiren çok sayıda büyük veri merkezlerinin varlığını gerekli kılmaktadır. Uzmanlar, bu tür sistemlerin küresel elektrik gereksinimlerinin 2005 ve 2010 yılları arasında yılda asgari 150 terawatt saatten (TWh) yaklaşık 250 TWh'ye yükseldiğini tahmin ediyor (bu,sürekli olarak yanan yarım milyar 50 watt'tan fazla ampulün tüketimine karşılık geliyor). Bu güçlü eğilimin kontrolsüz devam etmesinin dijitalleşmenin parlak imajını ciddi şekilde daha belirsiz hale getireceği görülmektedir.
Hiç şüphesiz, gelecekte mobil telefon, otonom araçlar ve yapay zeka teknolojileri tüm yeryüzünde daha yaygın hale gelirken işlenecek bilginin büyüklüğü de hızlı şekilde artacaktır. Peki ama aynı süreçte ihtiyaç duyulan enerji de illa ki aynı şekilde kontrolsüz şekilde artmak durumunda mı? 

Illinois eyaletinin Evanston şehrindeki Northwestern Üniversitesi'nden Eric Masanet ve etrafındaki ABD’li mühendis grubu bu soruya illa da öyle olmak zorunda değil cevabını veriyorlar. 2010'dan bu yana veri işleme teknolojisinde öyle bir gelişme yaşandı ki, 2018 yılına kadar küresel veri merkezlerindeki bilgi işlem adımlarının sayısı beş kattan fazla artmış olmasına rağmen bu sektördeki elektrik tüketimi sadece yüzde altı artarak aynı dönemde enerji verimliliğinde ciddi bir iyileşmeye işaret etmiştir. Görünüşe göre dijital enerji açlığının büyümesini veri hacmindeki artıştan büyük ölçüde ayırmak mümkün olmuştur. 
Bu durum, dijitalleşmenin önümüzdeki on yıllar içinde orantısız miktarda enerji tüketmeyeceği, ancak güçlü bir şekilde büyüyen küresel elektrik talebinin yalnızca yüzde bir ila ikisini tüketeceği şeklinde bir umudu beslemeye devam etmemizi sağlıyor. Tabii ki, bu çalışmayı gerçekleştirenlere göre, küresel veri işleme endüstrisi bu tip kazanımın üzerine yatarak uzun müddet bu şekilde yola devam etme şansına sahip bir konumda bulunmuyor: Buna göre bilişim alanındaki veri bulutlarının hacminin önümüzdeki üç veya dört yıl içinde iki katına çıkması bekleniyor. 
Kısa vadede sektörü huzursuzluğa itmeyen bu öngörü uzun vadede çok mu iyimser ? Veri işleme ve aktarma teknolojisindeki gelişmeler muhtemelen daha fazla enerji tasarrufu sağlayacak, ancak beraberlerinde kesinlikle ilave maliyet gerektiren yeni yöntemler de getireceklerdir. Kuantum bilgisayarların beklendiği üzere, en son trend olduğunu ve yavaş yavaş veri merkezlerinde boy gösterdiğini kabul etmek gerekiyor: Böylelikle, aşırı düşük sıcaklıkların söz konusu olduğu bir soğutmaya ve çevreden neredeyse tamamıyla izole olmayı gerektiren son derece hassas bir teknoloji veri işleme endüstrisinde kendini kabul ettirme yolunda ilerlemektedir. 
Yahut, şu anda sadece ara sıra kullanılan blok zinciri yöntemlerinin kendilerini ispatlayarak, doğaları gereği özellikle yüksek olan veri güvenliklerini sağlamak için gereken dağıtık ve yüksek maliyetli veri işleme bedellerini kaçınılmaz hale getirmeleri neticesinde ne olacak? Gelecekte dijitalleşmenin bedeli belki de korkulduğu gibi çok aşırı yüksek olmayabilir ama her halükarda artacaktır.