30 Aralık 2013 Pazartesi

ABB Otomatik Sigortaları Tipleri



ABB otomatik sigorta bilgi kitapçığına göre ayrıca K ve Z olarak adlandırılan tipler görüyoruz. 


Tip  B 

S 200 B Karakteristik Özellikler:

İşlev: Devrelerin aşırı yük ve kısa devrelere karşı korunmasında ve kontrolünde kullanılır. TN ve IT sistemlerde insanların ve uzun kabloların korunması. 
Uygulamalar : Konut, ticari ve sanayi
StandartlarIEC/EN 60898, IEC/EN 60947-2 
Icn=6 kA 


Tip  C 

S 200 C Karakteristik Özellikler: 
İşlev: Devrelerin aşırı yük ve kısa devrelere karşı korunmasında ve kontrolünde kullanılır.
İlk devreye girme  düşük başlangıç akımı çeken direnç ve endüktif yüklerin korunması
Uygulamalar : Konut, ticari ve sanayi
Standartlar : IEC/EN 60898, IEC/EN 60947-2 
Icn=6 kA 


Type D 

S 200 D Karakteristik Özellikler  
İşlev: Devrelerin aşırı yük ve kısa devrelere karşı korunmasında ve kontrolünde kullanılır. 
Alçak gerilim /alçak gerilim trafolarının ve yüksek çakma gerilime sahip lamba gibi kapama esnasında yüksek ilk devreye girme akımına neden olan yüklerin devrelerinin korunması
Uygulamalar : Konut, ticari ve sanayi
Standartlar: IEC/EN 60898, IEC/EN 60947-2 
Icn=6 kA 


Tip K 

S 200 K (Güç) Karakteristik Özellikleri
İşlev: motor trafo ve yardımcı devrelerin aşırı akım ve kısadevreye karşı korunması ve kontrolünde kullanılır.
Üstünlükler: İşlevsel olarak meydana gelen  nominal akımın 8 katına kadar çıkabilen pik akımlarının istenmeyen açma yapmalarını engeller. Yüksek duyarlılıktaki termostatik bimetalik şeritli trip mekanizması sayesinde K tipi karakteristik, aşırı akım sahasında kalan ve zarar görme ihtimali olan yükler için koruma sağlar.  Bu karakteristik ayrıca kablo ve hatlar için en iyi korumayı sağlar.
Uygulamalar : Ticari ve sanayi 
Standartlar: IEC/EN 60947-2, VDE 0660 Kısım 101 
Icu=6 kA ( VDE 0660 Kısım  101 e göre ) 


Tip Z 

S 200 Z Karakteristik Özellikleri 
İşlev: Elektronik develerin zayıf ve uzun süreki aşırı akım ve kısa devrelere karşı korunması 
Uygulamalar: Ticari ve Sanayi
Standart: IEC/EN 60947-2, VDE 0660 Kısım101 
Icu=6 kA ( VDE 0660  kısım 101 e göre ) 

Yani özetle sadece B,C, ve D tip otomatik sigortayı kullanarak tam anlamıyla doğru koruma yapmış olmayız.
Tip K otomatik sigortalar nominal akımın 8 katına kadar izin verirken pek çok motorun ilk kalkış akımının çoğu zaman nominal akımın 10 katına ulaşmadığını da unutmayınız.

Parafudr Tesisat Kuralları

Parafudr ilgili güç kaynağı üzerinden paralel olarak en kısa mesafede toprağa bağlantı sağlayacak şekilde devreye bağlanmalıdır.

- Parafudr devresinin kaynak tarafında entegre bir termik ayırmanın (olası termal kaçaklara karşı )yanında , parafudrun ömrünün tamamlanması sonucunda oluşacak kısadevreye karşı bir kısadevre koruması yapılmalıdır. Bağlantı şeması önceliğin servis sürekliliği veya korumadan hangisine verileceğine bağlı olarak verilir.

 Aynı zamanda hem servis sürekliliği hem  korumanın devamlılığı  her biri ayırıcı (deconnector ) ile teçhiz edilmiş aynı tip parafudrların paralel olarak olarak bağlanılması ile gerçekleştirilebilir. 

Modüler parafudrlar ile kullanılmak üzere otomatik sigorta ya da eriyen telli sigorta kullanılabilir. Bu tarz bir korumada korunacak kutup sayısı ve söz konusu noktadaki kısadevre akımı dikkate alınmalıdır.

Tip 1 parafudrların muhafaza kısımlarında koruma iletkeni kullanmak gereklidir. Aksi takdirde yapının bir yıldırım koruma iletkeni bulunmak zorundadır. Bu koruma iletkeninin tip 1 parafudrlar için  kesidi 10 mm2 tip 2 ve 3 için ise 4 mm2 olmalıdır. 

Parafudr Tesisatı 
Not: C1 tip parafudrlarda  Faz iletkeni ile nötr arasında varistör (diferansiyel mod), nötr ile toprak hattı arasında bir spark gap (kıvılcım atlama aralığı ) bulunur.



25 Aralık 2013 Çarşamba

Parafudrların Karakteristik Değerleri ve Eğrisi

Nominal Deşarj (Boşalma) Akımı In (kA): Bir parafudrun 15 kez üzerinde akmasına izin verilen maksimum deşarj (boşalma ) akımı In (kA) değeridir.


Azami Boşalma Akımı Imax (kA): 8/20 mikrosaniyelik bir darbede parafudrun en azından bir defa boşaltabildiği akım değeridir. Daha sıklıkla yıldırım boşaltma kapasitesi olarak da adlandırılır. Benzetme yapacak olursak kesicinin kesme kapasitesidir.


Azami Boşalma Akımı Iimp (kA): 10/350 mikrosaniyelik bir darbede parafudrun en azından bir defa boşaltabildiği akım değeridir. Daha sıklıkla yıldırım boşaltma kapasitesi olarak da adlandırılır. Benzetme yapacak olursak kesicinin kesme kapasitesidir.

Not : Bu iki akım da aynı şeyi anlatır. Tek fark farklı darbelerde verilen değerler olup, parafudrun tip 1, 2 ve 3 gibi sınıflara ayrılmasında bu değerlerden yararlanılır. 


Parafudr Karakteristik Eğrisi

Azami Sürekli Durum Gerilimi  Uc (V)Parafudrun izin verilen sürekli çalışma gerilimin azami değeridir. En az anma geriliminin % 110 u olmalıdır.

Kalıcı Çalışma Akımı Ic (mA) : Bir aşırı gerilim durumu yokken yani parafudr iletime geçmemişken, parafudrun azami çalışma geriliminde akıttığı mA değeridir.

Koruma Seviyesi (kV):  Nominal boşalma akımının parafudr üzerinde geçerken parafudrun üzerindeki geriliminin değeridir. Parafudrlar genellikle 1,2  1,5  1,8 2 ve 2,5 kV gibi Koruma Seviyesi değerleri almaktadır.

Artık Gerilim Ures : Bir parafudrun üzerinde bir boşalma gerçekleşirken oluşan gerilimdir.  Anma boşalma akımının altında kalan tüm değerler için bu değer Up değerinden büyük olmamalıdır. 

Oyuncaklarda Kullanılan En Basit Doğru Akım Motoru


Çoğumuz oyuncaklarda kullanılan motorların içini açıp bakmamışızdır. Elektrik ile ilgili olmayanlar için normal ama elektrikçi arkadaşlardan pek çoğu küçücük bir oyuncağın içinde fırçalı doğru akım motoru kullanılmayacağını çünkü bu motorların fırça sistemleri olduğundan hem ilk hareket problemi olan hem de komplex ve verimsiz (her komütasyon sırasında kısa süreli de olsa kısa devre olmak zorunda olduğundan böyle ama basit oyuncaklarda bu önemli bir problem olarak kabul edilmemelidir) bir motor olduğunu , aynı şekilde daimi mıknatıslı doğru akım motorlarının da sürücü devreleri gerektiren motorlar olduğunu bilirler. En azından bilenlerimiz vardır. Şimdi bu kadar basit yapıda hangi motor olabilir ki demişsseniz bugüne kadar bir kez de olsa,işte size cevap:


                          Üç Kutuplu Basit Doğru Akım Motoru (Oyuncaklarda Sıkça Kullanılır) 

Şimdi dikkat ederseniz bu motor küçük uygulamalar için fevkalade bir seçenektir. Basit bir veya iki kalem pilin uçlarını bu motorun sargılarına bağlarsanız motorunuz kendi kendine kalkışa geçer. Normalde 2-4 -6 gibi olan kutup başı sayısının burada 3 olmasının sebebi , kuzey güney kutuplarının yanında bir tane de dönen kısımın yani rotorun pozisyonundan bağımsız bir moment oluşturması istenen ve fiziksel olarak ana kutuplardan 60'ar derece ötelenmiş olan 3. bir kutubun varlığı ile motorun kendi kendine kalkışının sağlanmak istenmesidir. İşte size basit ve etkili bir oyuncak motoru, masrafsız, etkili ve şirin bir motor...


20 Aralık 2013 Cuma

Anti-Pompaj Rölesi



Anti pompaj rölesi kesicilerde veya tekrar kapama (recloser) sistemlerde, kapama sinyali röle ve kesicinin çalışma süresinden daha uzun süre devam etmesi halinde devreye giren bir röledir. Bu cihazın işlevi kesicinin kontaklarının ard arda sürekli açılıp kapanmasını engellemektir. Bu durum ya

1- kesici koruma röleleri tarafından açmaya götürülürken sisteme düşen bir kapama sinyali ya da

2- kesici bir arıza durumunda kapamaya götürülecek olursa, kapama sinyalinin süresi koruma rölesi ile kesici çalışma süresinin toplamından daha büyük olursa ortaya çıkabilir. 


Trip sistemi olmayan kesicilerde bu özellikte bir röleye ihtiyaç duyulmaz.


Bir kapama ve açma çevriminden sonra, kesiciye elektriksel olarak hala kapama kumandası geliyorsa kesicinin tekrar kapatmaması için kullanılan bir röle. Yani kesiciye elektriksel olarak hem kapama hem de açma sinyali gelince kesicinin özellikle arızalarda tekrar kapama yapması önlenmiş oluyor. Böylece hem arıza üzerine kapama engellenmiş oluyor hem de kesicinin kapama açma çevriminin tekrarlanması önlenerek kesicinin harap olması önlenmiş oluyor. 
Motor rölesi, kesici yayının durumunu limit (sınır) anahtarlarla tesbit edip kurma motoruna ve kapama bobinine seri bağlı yardımcı kontakları olan bir röle. Öyle ki, yay boşalınca konum değiştirirek kapalı hale gelen yardımcı kontakları kurma motoruna seri bağlı. Aynı şekilde yay kurulunca konum değiştirerek kapalı hale gelen yardımcı kontağı kapama devresindeki kapama bobinine seri bağlı.Bu bağlantı şekliyle, kesici kapama yayı, motor tarafından kurulurken, kesici kapama bobini devresi enerjisiz kalıyor. 
Kesici kapama devresinde kapama bobinine antipompaj rölesinin normalde kapalı kontağı seri bağlı. Ayrıca antipompaj devresi ile kapama devresi bir birine paralel bağlı. Her iki devre de kesiciye gelen elektriksel kapama sinyaliyle enerjileniyor. Yani kesiciye kapama kumandası verildiği sürece antipompaj rölesi enerjili kalıyor. Çünkü antipompaj rölesinin kendini mühürlemesini sağlayan normalde açık kontağı kontağı antipompaj rölesine seri bağlı. Dolayısıyla kapama kumandasından sonra, eğer kapama sinyali devam etse bile, kesicinin yayı kuruluysa, antipompaj rölesinin kapama devresine seri bağlı normalde kapalı kontağı açık olacağından kapama bobini enerjilenmiyor. Şimdi eğer kesiciye açma sinyali göderilirse kesici açıyor ama hala mevcut bir kapama sinyali olursa kesici açtıktan sonra tekrar kapanıyor. Bunu ise antipompaj rölesinin kapama devresine seri bağlı normalde kapalı kontağı engelliyor, çünkü antipompaj rölesi kapama sinyali olduğu müddetçe kendini mühürleyip enerjilenmiş kalıyor. Bu antipompaj rölesinin enerjisinin kesilmesinin tek yolu, kesiciye gelen elektriksel kapama sinyalinin kesilmesi oluyor. Dolayısıyla arızadan sonra açan kesicinin tekrar arıza üzerine kapama yapması önlenmiş oluyor.

Led Ampüller

Philips  A Shape 11w (60w) 046677425265
LED Lamba (E27 DUY)
       Artık evlerimizde akkor telli lamba ya da cfl dediğimiz tasarruflu florasan lambalar dönemi bitiyor. Artık led ampüller ile bildiğimiz e27 duylu lamba haline getirilmiş yeni bir lamba tipi ile tanışma zamanı geldi .Bu lamba tasarrufun ne olduğunu anlamanızı sağlayacak Aşağıda philips marka böyle bir lamba verilmiştir. Bu lambaya iyi bakın , yakında dünyada herkes bu lambaları kullanmaya başlayacak. Fiyatı tabii ki biraz pahalı ama hem sağlığa hiç bir zararı yok, hem de öyle iki de bir bozulmayacaklar. Neden sağlıklı dediğime gelirsek,CFL lambalar çok fazla olmasa da, yüksek bir frekans ile çalışan ayrıca ultraviyole ışık veren bir lamba tipidir. Led sistemlerde ise böyle sıkıntılarımız yok. Akkor telli lamba ise teknolojji olarak Edison dönemi kadar eski ve müsrif lambalardır.   Tadını çıkarmanızı tavsiye ederim.                   


7 Aralık 2013 Cumartesi

Trafolarda Gürültü (Manyetik Büzülme)

Floresan lambalarda ya da trafolarda meydana gelen zırlamaya dikkat etmiştirsiniz. Ülkemizde 50 hz frekansında çalışan bir trafo için bu zırlama şeklindeki sesin frekansı 100 hz kadardır. Çünkü trafonun manyetik nüvesi üzerine etki eden manyetik alana mekanik olarak karşılık vermektedir. Bu karşılık, alternatif akım devrelerinde her bir frekans çevrimi için iki kez maksimum uzama (çekirdekte) şeklinde gerçekleşir.  


File:Magnetostriction by Zureks.gif
                                          Mangnetostriction (Manyetik Büzüşme)

Normal hesaplamalarda bu gürültüye sebep olan manyeto büzülme (magnetostrictive) olaya ait katsayı mıknatıs  (manyetik ) alan  sıfırdan doyuma giderken  birim uzunlukta meydana gelen kesir orana karşılık gelir. Bu katsayı pozitif ya da negatif değerler alabilir. Bu durumda trafo çekirdeklerinde enerji kaybına sebep olan  ve şekil bozulmasıyla ilişkili bir elastik zorlanma enerjisi sözkonusudur. Bir numune üzerinde manyetik büzülme olayı numuneyi kısaltacak şekilde etki ediyor ise, bu olay malzeme üzerindeki çekme zorlanması (tensile stress )na zıt yönde etki ediyor demektir ve bu da malzemenin young modülünün daha büyük değerler alması anlamına gelir. Bu olaya ait iki örnek ölçüm aşağıdaki tabloda verilmektedir.


MalzemeKristal Eksen
Doyum Büzülmesi 
L (x 10-5)
Young's modulu Oransal Değişimi
DE/E
Fe
100
+(1.1-2.0)
...
Fe
111
-(1.3-2.0)
...
Fe
Polikristal
-.8
0.002-0.003
Ni
100
-(5.0-5.2)
...
Ni
111
-2.7
...
Ni
Polikristal
-(2.5-4.7)
0.07
Co
Polikristal
-(5.0-6.0)
...



Uygulanan mekanik gerilmenin manyetik bir yönelme yarattığı gözlemlenmiştir. Bir demir kristali çekme zorlanmasına maruz bırakılır ise, zorlanmanın yönelimi istenen yönde olurken manyetik bölgeler bu yöne yönelme eğilimine sahip olurlar.
Olağan hallerde demirin manyetik yönelimi uygulanan manyetik alanın döndürülmesi ile kolaylıkla değiştirilir.Ne var ki demir numune üzerinde bir çekme zorlanması mevcut ise, manyetik alanın bu döndürülmesi durumuna karşı bir direnç meydana gelir. Tek parça masif numunelerde, manyetik bölge sınır hareketlerini etkileyen  iç gerilmeler meydana gelebilir. 

Manyetik büzülme  titreşim üreteci (vibratör)  imalinde kullanılırken burada  vibrasyonun genliğini artıracak şekilde,  manyetik şekil bozulmasına eşlik eden bir kaldıraç işlevinin kullanılması söz konusudur. Manyetik büzülme olayı , ya bir ses kaynağı ya da   ses üstü temizleme cihazlarında (http://en.wikipedia.org/wiki/Ultrasonic_cleaning)  temizleme mekanizması olarak görev gören sıvı içinde ses üstü dalgaları olarak,  ses üstü titreşimler üretmekte kullanılır. 

Darbe Genişlik Modülasyonu (PWM)

Çeviren  Mete ÇAKIR : Elektrik Mühendisi

Darbe Genişlik Modülasyonu (PWM ) bir işlemcinin sayısal çıktılarının kontrol edilmesinde kullanılan etkili bir yöntemdir. PWM elektriksel gücün kontrol ve dönüştürülmesinden ölçüm ve iletişime kadar pek çok alanda kullanılır.

Analog Elektronik

Analog bir sinyal, sonsuz bir çözünürlükte ve hem zaman hem de şiddeti sürekli değişen bir değere sahiptir. 9 voltluk bir pil analog bir cihaz kabul edilebilir zira çıkış gerilimi her zaman 9 volt olmayıp sürekli değişmektedir ve herhangi bir zamanda belli değerlere sahiptir. Buna benzer şekilde pilden çekilen akım miktarı sonlu bir değerler öbeğiyle sınırlı olmayacaktır. Analog sinyaller sayısal sinyallerden ayırdedilebilirler çünkü sayısal sinyaller belli değerler öbeğine sahiptir. (0 Volt, 5 Volt vs ..)

Analog gerilim ve akımlar bir araba radyosunun sesini kontrol etmede olduğu gibi doğrudan kontrol sağlayabilirler. Basit bir analog radyoda sesi kısıp yükselten döner düğme değişken bir dirence bağlıdır. Bu düğmeyi çevirdiğinizde direnç yükselir ve alçalır. Bu olurken aynı şekilde akım da azalıp artar. Bu akım değişimi hoparlörlerdeki sürücü akımı değiştirmiş ve sesin büyüklüğünü değiştirmiş olır. Analog devre , radyoda olduğu gibi çıkışı girişiyle doğrusal olarak orantılı değişen devredir.

Analog control her ne kadar ilk bakışta uygun ve basit bir yapıya sahip olsa da her zaman ekonomik yönden cazip ve kullanışlı değildir. Birincisi analog devreler zamanla sürüklenmeye müsait olup bu yüzden de bu devrelerde ince ayar yapılması zordur. Hassas analog devreler şe bu problemin üstesinden gelinebilse de bu çözümler hem çok büyük ve ağır hem de pahalı bir donanım gerektirir. Analog devreler çok fazla ısınmaya maruz kalabilir ve ortaya çıkan bu ısı aktif devre elemanları üzerinden geçen akım ile gerilimin çarpımı kadardır. Analog devreler gürültüye karşı hassastırlar. Sonsuz çözünürlükleri yüzünden bu devrelerdeki akım değeri bu gürültülerden muhakkak etkilenirler.

Sayısal Kontrol

Analog devrelerin sayısal olarak kontrol edilmesi ile , sistem maliye ve güç tüketimleri çok büyük öçüde azaltılabilir. Dahası pek çok işlemci ve DSP donanım, uygulamayı kolaylaştıran “çip üzerine montaj” lı bir PWM kontrolör yapısını zaten üzerinde bulundurmaktadır.

Kısaca ,PWM analog sinyal seviyelerinin sayısal olarak kodlanmasıdır. Yüksek çözünürlüklü sayıcıların kullanımı ile , kare dalga sinyalinin çalışma çevrimi (lojik 1 seviyesinde geçen süre / 1 peryot ) belirli bir analog sinyal seviyesini kodlaması için kiplenir. PWM sinyali herhangi bir zaman aralığı içerisinde halen sayısal olup tüm doğru akım beslemesi o anda ya açık ya da kapalıdır. Gerilim ya da akım kaynağı analog yüke sürekli tekrar eden açık ve kapalı darbeleri ile aktarılarak yük beslenir. Yeterli bir bant genişliği verildiğinde herhangi bir analog sinyal PWM ile kodlanır.

Aşağıdaki şekil değişil PWM sinyallerini göstermektedir. Şekil 1 a yüzde 10 çalışma çevriminde bir çıktıyı gösterir. Yani sinyal peryotun yüzde 10 'unda lojik 1 yüzde 90 ında 0 dır. (lojik 1 : dc akım akıyor, lojik 0 : dc akım akmıyor.).Şekil 1b ve 1c de ise sırası ile %50 ve % 90 çalışma çevrimleri gösterilmektedir. Bu 3 şekle bakarak 9 volt bir beslemeden bahsedecek olursak mesela % 10 çalışma çevriminde analog sinyal seviyesinin 0,9 volt olduğu görülebilir.



                         Şekil 1 Değişken Çalışma Çevrimlerinde PWM İşaretleri

Şekil 2'de PWM kullanarak sürülen bir devre gösterilmiştir. Şekide 9 voltluk bir batarya akkor telli bir lambayı enerjilendirmektedir. Batarya ve lambadan oluşan devre üzerindeki anahtarı 50 ms için kapatırsak bu ikilisi 50 ms için 9 volt bir gerilim altında bulunur.Diğer bir 50 ms için anahtarı açar isek lambaya gerilim uygulanmamış olur. Bu çevrimi bu şekilde sürekli devam ettirir isek, bu besleme veya sürme şekli sanki bataryadan lambaya ortalama 4,5 volt sürekli uygulanıyormuşçasına bir etki gösterir. Bu durumda çalışma çevrimi % 50 olarak verilir.


                                                       Şekil 2: Basit bir PWM devresi


Pek çok yük , endüktif ya da kapasitif olsun 10 hz den çok daha büyük bir frekansa ihtiyaç duyarlar. Lambamızı 5 saniye açık 5 saniye kapalı olacak şekilde sürdüğümüzü düşünelim. Bu durumda çalışma çevrimi % 50 olurken lamba 5 saniye açık 5 saniye kapalı olacaktır. (pratikte gereksiz bir durum olacaktır.)

Lambanın 4,5 volt görebilmesi için , yüke anahtarlama durumunda değişime gösterdiği cevap süresine göre çok daha kısa bir süreye karşılık gelen çalışma süresi uygulanmalıdır. Dimmer lamba etkisinin gerçekleşebilmesi , modülasyon frekansının artırılması ile mümkündür. Bu durum PWM uygulamalarında da geçerlidir. Genel frekans aralığı 1 khz -200 khz dir.


PWM Kontrolörler

Pek çok mikroişlemci üzerinde  PWM kontrolörler bulunmaktadır. Örneğin Microchip PIC16C67 üzerinde her biri  devre-kapalı süresi ve peryot seçme özelliğine sahip   iki adet PWM kontrolör bulunmaktadır. 
Çalışma süresi devre kapalı süresinin toplam çalışma süresine olan oranıdır. Böylelikle çalışma frekansı toplam çalışma süresi (peryot (T)) nin tersidir (1/T). PWM çalışma yapılabilmesi için başlangıçta yazılımın yapması gerekenler hakkında  ürüne ait bilgi kitapçığında :
  • Modüle eden kare dalganın, devre üzerindeki zamanlayıcı/sayıcıya ait peryot büyüklüğünü ayarlayabilmesi
  • PWM kontrol kütüğü(register)nde ki  devrede-kalma süresini ayarlayabilmesi
  • Genel kullanım amaçlı giriş/çıkış bacağı olan PWM çıkışının yönünü ayarlayabilmesi zamanlayıcıyı başlatabilmesi
  • PWM kontrolörünü çalıştırabilmesi
şart koşulmaktadır.

Bazı PWM kontrolörler proramlama detaylarında değişkenlik gösterse de temel mantık hepsinde aynıdır.
Haberleşme ve Kontrol


PWM sistemlerinin üstünlükleri arasında, işlemciden kontrol edilen sisteme dek sinyalin tamamen sayısal kalması, böylelikle sayısal analog dönüşümüne gerek kalmaması bulunmaktadır. Sayısal sinyalin korunması sayesinde parazit etkiler minimize edilir. Bir parazit sayısal bir sinyali lojik 1 den sıfıra ya da sıfırdan lojik 1 e çekebiliyor ise etkiliş olabilir.Analogdan ziyade PWM kullanmanın bir diğer faydası parazit bağışıklılığının artırılabilmesidir. Analog sinyalden PWM tekniğine geçiş haberleşme kanalının büyük ölçüde artmasına yol açar. Alıcı tarafta uygun bir RC (direnç-kapasitör) ya da LC (endüktans kapasitans) devre, yükse modülasyon frekansının filtrelenmesi ile asıl sinyalin elde edilmesini sağlar.

PWM pek çok uygulamaya sahiptir. Somut bir örnek olması açısından, PWM kontrollü freni ele alalım. Basitçe , frende uygulanan kuvveti yaratan basınç etkisi analog bir sinyal kullanarak elde edilir. Ne kadar çok voltaj / akım uygulanırsa o kadar çok basınç yani fren kuvveti elde edilir.

PWM kontrolörünün çıkışı kaynak ile devre arasında bulunan bir anahtara etki ettirilir. Daha fazla bir durdurma kuvveti üretebilmek için, yazılım PWM çıkışının çalışma çevrimini  artırmalıdır. Belli bir fren kuvvetinin meydana getirilebilmesi isteniyor ise,çalışma çevirimi ile basınç arasındaki ilişkinin kurulabilmesi amacıyla gerekli matematiksel hesaplamalarda kullanılmak üzere ölçümler yapılmalıdır.(Sonuç olarak elde edilen formül veya tablolarda çalışma sıcaklığı, yüzey aşınması vs hesaba katılmalıdır.)
Meslea frene uygulanacak basınç  100 birim olarak değiştirilir ise  , yazılım gerekli kuvveti oluşturacak çalışma çevrimini ilgili tablodan hesaplayacaktır. Bu sayede PWM kontrolör çalışma çevrimini yeni değerine getirecek fren de aynı şekilde etki edecektir. Sistemde bir algılayıcı bulunur ise çalışma çevrimi istenilen basınç ya da kuvvet elde edilinceye dek, kapalı çevrim kontrolü altında ayara tabi tutulur.
Kısaca PWM tekniği ekonomiktir, hacim ve alandan tasarruf ettirir ve parazit bağışıklığına sahiptir. 
Kaynakça :
://www.barrgroup.com/Embedded-Systems/How-To/PWM-Pulse-Width-Modulation