30 Mayıs 2016 Pazartesi

Koruma İletkeninlerinin Dirençlerinin Pratik Ölçümü (IEC 62638 )


Koruma iletkenlerinin IEC 62638 e göre dirençlerinin hesaplanması

Elektrikli Cihazlarda Güvenlik Akış Diyagramı



Elektrikli cihazlarda güvenlik için gereken adımlar aşağıdaki akış diyagramı ile özetlenmiştir.

Elektrikli Cihazlarda Güvenlik Akış Diyagramı 

27 Mayıs 2016 Cuma

Li-Fi Bağlantı (Işıkla Aslına Uygunluk )


Sizlere bugün Li-Fi Bağlantı ile ilgili güzel bir görsel hazırladım.  Li-Fi (light fidelity ) evlerimizde kullandığımız Wi-Fi sistemlerin yerine kullanılması düşünülen ve elektromanyetik dalgalar yerine ışık kulllanan bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. Wi-Fi ile kıyaslandığında 100 kat daha hızlı olabileceği ispatlanmış ama ne yazık ki sadece içinde bulunduğunuz mahalde kullanmanız mümkün oluyor çünkü ışık duvarlardan elektromanyetik dalga gibi geçemiyor. Biraz da  aşağıdaki görselden okuyun...
Li-Fi Bağlantı. Işık Kullanarak Verinin Aslına Uygun Şekilde Üretilmesi

25 Mayıs 2016 Çarşamba

Elektrik Mühendislerinin Terimler Sözlüğü (İngilizce-Almanca-Türkçe)



Elektrik mühendisliği terimlerini ingilizce/almanca/türkçe karşılıklarıyla yazarak veriyorum. Bu sözlüğü pdf formatında da indirebilirsiniz. Her güncellemeden sonra buraya yeni halini ekliyorum. 

Son  Güncelleme tarihi: 02.04.2021 – -------à Eklenen  12 adet

Elektronik Kitap Pdf Formatında İndirebilirsiniz:                                                                        



Alternating Current : (Wechselstrom) Alternatif/Almaşık Akım

Amplifier : ( Verstaerker ) Kuvvetlendirici

Apparent Power : (Scheinleistung) Görünür Güç

Asynchronous Motor : (Asynchron-Motor ) Asenkron Motor

Automatic Control : (Regelung) Otomatik Kontrol

Auxillary Generator : (Lichtmaschine) Oto Dinamosu

Busbar: (Stromsammelschiene)  Akım  Barası

Cable : (Kabel) Kablo

Characteristic values: ( Kenngrößen) Karakteristik Değerler

Circuit : (Schaltung) Devre

Circuit Breaker : (Leistungschalter) Devre Kesici Anahtar

Clearance : (Trennungsabstandes) Krepaj

Coaxial:  (Koaxial) Eşeksenli   

Coil : (Spule) Bobin

Commutator: (Kommutator) Öndeleyici, komütatör 

Connection : (Verbindung) Bağlantı

Conductance : (Leitwert) İletkenlik

Converter: (Umsetzer) Dönüştürücü

Control Unit : (Steuergeraet) Kontrol Ünitesi

Cooling: (Kühlung) Soğutma

Copper: (Kupfer) Bakır

Coulometer: (Voltameter) Elektrolitik Yükölçer

Coupling: (Kupplung) Kuplaj, Bağlama

Covalent: (Covalent) Eşdeğerli 

Current : (Strom) Akım

Cut-Off: (Ausschalten) Devreyi Kesme

Fault Detection: (Fehlerkennnung) Arıza Tespiti

Device : (Geraet) Cihaz

Disconnector: (Trennschalter ) Ayırıcı

Doping: (Dotieren) Katkılama

Efficiency: (Wirkungsgrad) Verim

Electrical Power : ( Elektrische Leistung ) Elektriksel Güç

Elevator : (Aufzug) Asansör

Fixture: (Leuchtkörper)  aydınlatma armatürü

Fluoressence: (Fluoreszenz) Florışıllık

Fuse: (Sicherung) Sigorta

Hysteresis: (Hysterese) Ardılizlem   

Instantaneous Value (Augenblickswert): Anlık Değer

Instrument Transformer : (Umwandler) Ölçü Trafosu

Kirschoff's Rule: (Knotenpunktregel) Kirşof Kanunu

Leuchtdichte: (Luminous Density) Işık akısı şiddeti (yoğunluğu)

Lightning Current Conductor: (Blitzstrom Ableiter) Yıldırımlık İndirme İletkeni

Limiter Diode: (Begrenzerdiode)

Loading Capacity : (Belastbarkeit) Yüklenme ya da Taşıma Kapasitesi

Load Current: (Laststrom) Yük Akımı

Mains : (Verteilungsnetz) Dağıtım Şebekesi

Main Line: (Hauptleitung) Anahat

Multimeter : (Multifunktionmessgeraet ) Multimetre

Multiple Tariff Meter: (Tariffzaehler ) Tarifeli Sayaç

Non-Conductive Environment : (Nichtleitende Umgebung) İletken Olmayan Çevre

Plug Connector: (Steckverbinder ) Tak-Çalıştır Konnektör

Potentiometer: (Drehwiderstand) Gerilimbölücü

Power Factor : (Leistungfaktor) güç katsayısı

Power output : (Leistungsabgabe) Çıkış Gücü

Power Station: (Kraftwerk) Güç Santrali

Pulse : (İmpuls) Darbe

Proximity Switch : (Naeherungschalter) Yaklaşım Şalteri

Radiation: (Strahlung) Işınım  

Reactive Power: (Blindleistung) Reaktif Güç

Relay: (Relais) Röle

Resistance: (Widerstand) Direnç

Saw-Tooth Pulse : (Sagezaehn İmpuls ) Testere Dişi Darbe

Short-Circuit : (Kurzschluss) Kısa Devre

System Earth: (Betriebserder) İşletme Topraklaması

Testing: (Prüfen) Test etme

Terminals: (Klemmen) Klemens, Bağlantı Bloğu

Touch Protection: (Berührungsschutz ) Temas Koruma

Transformer : (Transformator) Trafo

Uninterruptible Power Supply :(Unterbrechungsfrei Stromversorgung) Kesintisiz G.Kay

Voltage : (Spannung) Gerilim

Voltage Multiplier : (Spannungsverdoppler ) Gerilim Katlayıcı








24 Mayıs 2016 Salı

HVDC ile HVAC Güç İletim Sistemlerinin Karşılaştırılması

Elektrik gücü üretici merkezlerden alınarak, tüketicileri besleyen dağıtım sistemine dahil edilmek üzere uzak mesafelerde bulunan trafo merkezlerine aktarılmalıdır. Doğru akım sistemler her ne kadar tarihsel olarak daha erken dönemlerde kullanılmış ise de yerini çok geçmeden alternatif akım sistemine bırakmıştır .  İlk doğru akım sistemler Edison’un firması tarafından geliştirilmiş ve  elektriksel gücün iletilmesi/aktarılması birkaç kilometreyi aşmayan bir mesafeyle sınırlı kalmıştır.  Bu yüzden sadece böylesi kısa bir menzil içerisinde kalan tüketiciler  elektriksel güce kavuşmuştur. İletim mesafesi arttıkça bakır kayıplarından kaynaklı olarak gerilim düşümleri oluşmaktadır. Bu durumun üstesinden gelebilmek için  doğru akım sistemine ait gerilim seviyesi yükseltilmiştir.  Ne var ki doğru akım sistemlerde gerilim seviyesini  kolay bir şekilde yükseltmek mümkün değildi.  Sonrasında alternatif akım sistemlerin geliştirilmesi sonucu transformatör (trafo) kullanarak bu gerilim seviyelerini yükseltmek oldukça kolay hale gelmiştir.  Elektriksel güç gerilimin yükseltici trafo merkezlerinde yükseltilmesi, bu seviyeyle iletilmesi ve dağıtım yapılacak bölgede indirici trafo merkezlerinin bu gerilim seviyesini düşürmesi ile gayet kolay bir şekilde tüketiciye ulaştırılmaktadır. Güç elektroniğinin gelişimi, bu dönemlerde doğru akım iletim sistemlerini tekrar düşünmemiz için bizleri zorlamaktadır. Doğru akım ile alternatif akım sistemlerin bu savaşımı halen devam etmektedir.


HVDC Sistemlerin HVAC ile Kıyaslanması: Başabaş Mesafesinin Tespiti

Doğru Akım Sistemlerde Sözkonusu Olan Gelişmeler
Edison’un üstesinden gelemediği sorun,  d.c sistemlerin gerilim seviyesini yükseltmek ve böylece elektriksel gücü uzun mesafelere iletmek olmuştu.  Civa buharlı valf (doğrultucu)’lerin  bulunması , alternatif ve doğru akımlar  arasındaki geçişi kolaylaştırmıştır.  Şimdi , alternatif akımın gerilim seviyesi  bir trafoda yükseltildikten sonra bu akım doğru akıma ve  iletim hattının sonunda bu gerilim seviyesi tekrar düşürüldükten sonra tekrar alternatif akıma dönüştürülmekte ve güç bu yönde aktarılmaktadır.  Böyle bir teknik Yüksek Gerilimli Doğru Akım İletim Sistemlerini uygulanabilir kılmaktadır. ABB firması bu teknolojiyi kullanarak 50’li yılların sonlarında bir HVDC iletim hattı kurmuştur.  Dönüştürücü yani a.c/d.c dönüşümü yapan valflerin bulunduğu kısım çok büyük ve pahalı, ayrıca bakım maliyetleri yüksekti. Çok geçmeden katı hal tristör valfleri geliştirildi. Bu aygıtlar daha küçük ve maliyet etkin anahtarlar  idi. 

HVDC Elektrik Güç İletim Sistemleri 
Bugün HVDC sistemlerdeki ciddi ilerlemelerin arkasında güç elektroniğindeki gelişmeler bulunmaktadır. Artık HVDC teknolojisi pek çok elektrik iletim hatları ve farklı frekanstaki güç şebekelerinin kendi aralarında birleştirilmesi noktasında çok önemli bir yerde bulunmaktadır.
  
HVDC ile HVAC Sistemlerin Karşılaştırılması

Yatırım Maliyeti:
D.C iletimi A.C iletimine göre daha az iletken gerektirmektedir. D.C sistemlerde her bir devre için iki iletken gerekliyken, üç faz A.C için üç iletken gereklidir.  HVDC iletkenlerini taşıyan direkler daha küçük seçilebilir ve bu daha küçük açıklıklar ve alanlar demektir.  Genel olarak bu sistemin HVAC ye göre daha az bir maliyeti olacağı anlamına gelir.  Buna karşılık HVDC hatlarının uçlarında konumlandırılan dönüştürücü (konvertör)lerin maliyetleri böyle bir dönüştürücüye ihtiyaç duymayan HVAC ‘lerin yanında maliyeti ciddi şekilde artıran bir unsur haline gelmektedir.  Belirli bir mesafeden sonra ki bu mesafeye başabaş mesafesi adını verebiliriz HVDC sistemler HVAC sistemlerden daha uygun maliyete sahip olmaktadır.  Genel olarak bu başabaş mesafesi  havai hatlarda 600 km iken denizaltı hatlarda 50 km  kadardır.

Kayıplar
Deri olayı D.C sistemlerde söz konusu değildir. Ayrıca Korona olayı da A.C sistemlerde göre daha azdır.  Kayıplar daha az olduğundan uzun mesafelerde HVDC sistemler daha üstün sistemler haline gelmektedir.

Denetlenebilirlik
D.C sistemlerde endüktans bulunmadığundan bu sistemlerde gerilim regülasyonu daha kolaydır.  HVAC sistemlere göre daha iyi denetlenebilir sistemlerdir.

Farklı Frekanstaki Şebekelerin Kendi Aralarında Bağlanması
A.C güç şebekeleri bazı ülkelerde 50 hz bazı ülkelerde 60 hz olarak sabitlenmiştir. Bu farklı frekanstaki sistemleri kendi aralarında birleştirmek A.C olarak neredeyse  imkansızdır. HVDC sistemler buna imkan verebilmektedir. (d.c akımda frekans gibi bir zorunluluk olmadığından iki sistem sıfır frekansta bağlanmış olurlar )
Yakınlardaki İletişim Hatları İle Girişim
HVDC sistemlerde frekans sıfır olduğundan A.C sistemler gibi iletişim hatları üzerinde girişim yani bozulma yaratmazlar.

Kısa Devre Akımı
Uzun mesafelere yayılmış bir HVAC sistemde  alıcı taraftaki kısa devre akımı yüksektir. HVDC sistem birbirine bağlanmış iki A.C şebekenin kısa devre akımlarını  artırıcı bir etkide bulunmaz.

Sonuç
Yüksek gerilimli doğru  akım (HVDC ) iletim  sistemleri yüksek gerilimli alternatif akım (HVAC )sistemlere nazaran, kararlılık, denetlenebilirlik vb bir takım üstünlüklere sahiptir.  Başabaş mesafesini aşan mesafelerde HVDC sistemler daha karlı hale gelmektedir. Özellikle denizaltı HVDC irtibat  (link )hatları  açık denizlerde rüzgar santrallerini birbirine irtibatlandırmada maliyet yönüyle çok  uygundurlar. Bu sayede bu sistemlere olan ilgi giderek artmaktadır. HVAC sistemler daha uzun süre kullanılmaya devam edecektir.  HVDC sistemlere HVAC sistemlerin rakibi değil tamamlayıcısı bir durumundadır. 

23 Mayıs 2016 Pazartesi

Ters Güç Rölesi


Bugün sizlere Ters Güç Rölesi’ni tanıtmak istiyorum . Bu röle ingilizcede karşılığı Reverse Power Relay olarak geçer,  elektrik gücünün ters yönde akmasını engelleyen yönlü bir röledir. Bu röle bir jeneratörün şebeke ile veya başka bir jeneratör ile paralel çalıştığı yerlerde , aktif olarak çalışmakta olan jeneratörlerden bir tanesinin çıkışındaki gerilim seviyesi düşer veya bu gerilim tamamen ortadan kalkar ise baradan jeneratöre güç akışına engel olabilmek için kullanılmaktadır.

Ters Güç Akışı 
Bu röle jeneratörden baraya akan gücü izler ve çıkışta herhangi bir sorun ortaya çıkarsa yani gerilim seviyesi belli bir değerin altına düşer ise jeneratör sargısının yanmasını/zarar görmesini engellemek amacıyla kesiciye açma yaptırır. 

Genellikle jeneratör çıkışındaki arızanın (gerilimin ortadan kalkması/belli bir değerin altına düşmesinin vb..) sebepleri arasında, tahrik düzeneği olan türbin , veya motordan kaynaklı arızalar, hız guvarnörü veya senkrona sokma sırasında meydana gelen farklı frekans durumları yatmaktadır. 

Türbinde bir arıza meydana geldiğinde , jeneratör güç üretemez ve bunun yerine baradan güç emerek bir motor gibi çalışmaya başlayabilir. Ters güç rölesi böyle bir güç akışını tespit ederek jeneratörün devresini açar ve koruma gerçekleştirir. 


Ters Güç Rölesi Yapımı ve Çalışma Prensibi
Bu rölelerde iki yumuşak lamine demir çekirdekli elektromıknatıs arasında bulunan, düşük sürtünmeli rulmanlar üzerinde dönen bir mil üzerine sabitlenmiş ,çok hafif ve manyetik özellikler taşımayan bir alüminyum disk mevcuttur. Üstteki elektromıknatıs etrafına, jeneratör çıkışında oluşturulan yapay bir nötr üzerinden ve fazların herhangi birinden beslenen bir gerilim bobini sarılmıştır. Alttaki mıknatıs, üstteki mıknatısın bağlı olduğu faza bağlı bir akım trafosunun sekonderinden beslenen bir akım bobinine sahiptir. 


Ters Güç Rölesi (Prensip Çizim)
Gerilim bobini gerilimin akımın 90 derece gerisinde olmasını sağlayacak şekilde yüksek endüktanslıdır. Bu gecikme üst mıknatıstan akan akımın ürettiği manyetik alanın, alt mıknatıstan akan akımın yarattığı manyetik alanın gerisinde kalmasını sağlamaktadır. 

Bir birleriyle faz farkı bulunan bu iki manyetik alan alüminyum disk üzerinde diski döndüren bir girdap akımı oluşturmaktadır. 

Normal çalışma halinde güç akışı beklendiği şekildedir ve rölenin trip kontakları açıktır. Aynı zamanda disk bir durdurma diline takılı dönmektedir. Eğer ters yönde bir güç akışı olursa disk bu durdurma dilinden kurtularak trip kontaklarına yaslanarak trip devresini devreye sokar. 

Ters güç rölelerinin çoğunda kullanıcıların tesisatın gereksinimlerine uygun olarak ayar yapabilmesine olanak sağlayan ayar mekanizmaları bulunmaktadır. Trip noktası genelde giriş akımının % 2 -20 si arasında değiştirilebilir iken zaman gecikmesi 0-20 sn aralığında belirlenebilmektedir. 

18 Mayıs 2016 Çarşamba

Isı Gideri (Heat Sink)

İngilizcede heat-sink adı verilen bir cihazın türkçeye çevrilmesi biraz problemli açıkçası. Burada pek yaygınlaşmış bir kullanım söz konusu olmadığından en sağlıklı bir şekilde karşılık bulabilmek için sink kelimesini evye gider olarak düşünecek ve heat-sink için burada ısı gideri kelimesini kullanacağız. Evye veya gider bildiğiniz gibi sıvıyı sadece aktarmaya yararlar. tıpkı şimdi anlatacağım ısı gideri gibi....


Temel Kavramlar
Bu yazımızda ısı giderinin ne olduğunu anlatmaya çalışalım. Isı gideri, ısıl temas (doğrudan veya dolaylı olarak) temelde elektronik komponentler üzerinde oluşan ısıyı emerek ortamdan uzaklaştırmada  devrenin yardımcı öğesi olarak görev gören bir yapıdır. Ciddi bir ısının meydana geldiği tüm uygulamalarda kullanılır. Daha çok gıda veya ilaç soğutma, ısı pompaları, elektronik cihaz ve lazer vb. sistemleri soğutmada kullanılır. 

Isı Gideri (Heat-Sink )


Çalışma Prensibi
Isı giderleri, bir nesne veya cihazın yüksek sıcaklıkta sahip olduğu ısıl enerjisini ,yani ısıyı , daha düşük bir sıcaklıkta bulunan ve daha fazla ısıl kapasitesi olan farklı bir nesneye aktarırlar. Bu hızlı aktarım sayesinde her iki nesne ısıl dengeye ulaşır. Yani sıcaklığı yüksek olan nesnenin sıcaklığı düşerken sıcaklığı düşük olanın sıcaklığı artar. Bu sayede ısı gideri soğutma aygıtı olarak görevini yerine getirmiş olmaktadır.
Bir ısı giderinin etkin iş görmesi bu aktarımın yeterince hızlı olmasına bağlıdır.
En sık kullanılan ısı gideri, pek çok kanatçıklara sahip olan metalik türlerdir. Metalin yüksek ısıl iletkenliği ile kanatçıkların sağladığı büyük yüzey, ısıl enerjinin etkin bir şekilde çevreye yayılmasını ve böylelikle kendisiyle temas halinde olan nesnenin soğumasını kolaylaştırmış olur. 
Sıvıların kullanımı (örnek olarak soğutmada kullanılan soğutucu sıvılar) ve ısıl arayüz malzemesi (elektronik cihazlarda gerçekleştirilen soğutma ) sayesinde ısının ısı giderine verimli şekilde aktarılması sağlanır. Aynı şekilde bir vantilatör/fan ile kanatçıkların arasına soğuk havanın girmesi, ısı taşıyan havanın uzaklaştırılması da son derece faydalı olabilir. 

Yapı ve Kullanılan Malzeme
Bir ısı gideri genellikle bir ya da daha çok düz yüzeye sahip bir taban ve ısının dağıtılmasını kolaylaştırmak üzere hava ile teması artırmak üzere sayısı artırılmış olan kanat benzeri uzantılar veya bir tarağın dişlerine benzeyen uzantılardan meydana gelir. 

Isı gideri durağan bir parça iken fan ısı giderinin üzerinde bir hava akışı sağlayarak daha etkin bir şekilde çalışmasını sağlamaktadır. Bu hava akımı ısınan havayla yer değiştirerek, pasif bir şekilde konveksiyon ile sağlanacak soğutmaya nazaran daha yüksek bir sıcaklık gradyeni (dağılımsal değişim ) elde edilmesini sağlar. 

Isı gideri bakır veya alüminyum alaşım gibi iyi ısıl iletkenlerden yapılır.

Bakır (27 C derecede 401 W/(m*K ısıl iletim katsayılı) alüminyum( 27 C derecede 237 W/(m*K) ısıl iletim katsayılı) ‘dan daha ağır ve pahalı bir malzemedir. Buna karşılık yaklaşık olarak iki kat daha etkin bir şekilde ısıyı iletmektedir. 

Alüminyum ise ekstrüzyon yoluyla saha kolay şekilde şekillendirilmesi ve böylelikle daha girift profilli ısı giderlerinin tasarlanmasını kolaylaştırmaktadır. Isı giderinin temas yüzeyi (taban ) düz ve düzgün olmalıdır ki soğutulacak nesne ile olan temas direnci olabildiğince düşük olsun. 

Sıklıkla ısıl yönden iletken bir yağ ile en üst seviyede ısıl temas sağlanabilmektedir. Böylesi bir yağ içeriğinde, berilyum oksit, alüminyum nitrit vb seramik malzemeler ihtiva edebilir. Buna karşılık bir seçenek olarak, çinko oksit ve koloidal gümüş gibi çok ince bir şekilde bölünmüş metal parçacıklar da içermesi mümkündür. 

Ayrıca ısı gideri, bir kelepçeleme mekanizması, cıvata veya ısıl yapışkanlar yardımıyla da , ısıl iletkenliği artırılmak istenen parçaya irtibatlandırır. 

 Isı Gideri  (Heat-Sink) Olarak Kullanılan Ektrüze Profiller

Isı Giderlerinin Sınıflandırılması

(Aktif Isı Giderleri: Soğutma için güç kaynağı gereken tiplerdir. 

Pasif Isı Giderleri: Bu tipler aktif tiplerin tam tersi mantıkta çalışır. Bir güç kaynağına ihtiyaç duymazlar. Sadece konveksiyon prensibi ile çalışan durağan parçalardır. ) 

Istampa : Bu elektronik cihazları soğutmada kullanılan eski bir tekniktir. Alüminyum veya bakır levhalar/saclar istenen şekli kazandırmak üzere birbirlerine ıstampalanır, yani büyük bir kuvvet altında birbirlerine bitiştirilirler. 

Istampa tip Isı Gideri (Heat-Sink)


Ekstrüzyon: Bunlar ısıyı dağıtmak için iki boyutlu yapılar oluşturan çentik tip ısı giderleridir. 

Ekstrüzyon Tip  Isı Gideri (Heat-Sink)

Eklemli Kanat: Eklemli kanatlar, bir fan ile desteklenmiş , işlemci veya diğer elektronik cihazların ısısını uzaklaştıran ve yüksek performans sergileyen tiplerdir. (Burada eklemli ibaresi uzun veya noktasal uçlu kanatların fabrika ortamında sonradan tabana eklemlendirildiğini göstermekte. )

Eklemli Kanat  Tip  Isı Gideri (Heat-Sink)


Dökme: Bu tipler , kum döküm, oyuk göbekli, döküm ve pres döküm prosesleri ile oluşturulan yüksek yoğunluklu iğne uçlu kanatçıklara sahip olan ve güçlü soğutma kabiliyetine sahip olan tiplerdir. 

Dökme Tip  Isı Gideri (Heat-Sink) 


Katlı Kanat  : Bu tiplerde, epoksi veya lehim ile ısı giderine bağlantılı hale getirilen kanatların yüzey ve hacmi daha da artırılmak üzere katlanır. Bu da beraberinde oldukça iyi bir performans getirmektedir.
  
Katlı Kanat Tip  Isı Gideri (Heat-Sink)





17 Mayıs 2016 Salı

Mikrodalga (Microwave) Fırın Devre Şeması


Evlerimizde sıkça kullandığımız mikrodalga fırınların elektriksel devre şemasını sizlerle paylaşıyorum. Gördüğünüz gibi çok karmaşık değil. Asıl işi yapan ise tabii ki manyetron (renkli kısım). Bu parça yaklaşık 2500 Mhz frekansında bir mikrodalga üretiyor. Sonra  bu dalga bulutunu yiyeceğin üzerine yönlendirilerek yiyeceğin yapısında bu dalganın yüksek frekans enerjisinin yarattığı ısı enerjisi ile ısıtma gerçekleştirilmiş oluyor. 

Mikrodalga (Microwave ) Fırın Devre Şeması

12 Mayıs 2016 Perşembe

Elektrik Yüksek Gerilim Tesisleri İşletme Sorumluluğu Yönetmeliği


Yüksek gerilim işletme sorumluluğu nedir?  Yüksek gerilim altında çalışan tüm cihaz ekipman ve sistemlerin düzgün şekilde işletilmesi ile ilgili olarak alınan sorumluluktur. Buna elbette ki bakım ve yenileme faaliyetleri de dahildir. Bu konuda yönetmeliğin ilk maddesi şöyle der: 

Madde 1 — Bu Yönetmelik, elektrik yüksek gerilim tesislerinde, can ve mal güvenliğinin sağlanması, ekonomik kayıpların önlenmesi için gerekli işletme hizmetleri ile bu hizmetlerin yürütülmesini üstlenen işletme sorumlusu elektrik mühendisinin, görev, yetki ve çalışma
yöntemlerini düzenlemek amacı ile hazırlanmıştır.


Yüksek Gerilim İşletme Sorumluluğu Beraberinde Riskler Getirmektedir.
Bu durumda sorumluluklarınızı bilmeniz gerekmektedir. Çünkü yüksek gerilim insan hayatı için son derece tehlike arz eden bir fenomendir. Bu sahada çalışmak isteyen arkadaşlara fikir vermesi için yönetmeliği veriyorum. Sorusu olanlar benimle kontak kurabilirler. 

Aşağıdaki linkten "Elektrik Yüksek Gerilim Tesisleri İşletme Sorumluluğu Yönetmeliği"ni indirebilirsiniz.

Elektrik Yüksek Gerilim Tesisleri İşletme Sorumluluğu Yönetmeliği

11 Mayıs 2016 Çarşamba

Güneş Enerjisinden Elektrik Üretimi Planması ve Uygulaması için Gerekli Adımlar (Yeni Başlayanlar için Yol Kılavuzu)


(Bu yazımda fotovoltaik bir sistemin kurulabilmesi için gerekli olan temel ve efektif adımların neler olduğunu irdeleyeceğiz. (Umarım okuyan herkese faydası dokunur)

Adım 1: Öncelikle arazi veya mülkünüzün böyle bir sistem için uygun olup olmadığına karar vermek önemlidir.  Sonra işin finans kısmını araştırmak gerekir.
Adım 2 :  Yapılacak iş ile ilgili tüm şartları öngörebilmek önem arzeder. Örneğin bu işin gerçekten yatırıma değer bir iş olup olmayacağı ile ilgili bir öngörü belirleyici olacaktır.  Sonra piyasadan teklif isteyebilirsiniz. Güneş enerjisinin kurulumunu yapacak olan teknik adamları bulmak ve iletişime geçmek gerekecektir.  Bu görüşmelerde işin işletme yönünü iyice öğrenmek ve bu işletmenin sizin için pratikte bir zorluğunun olup olmadığı ile ilgili bir fikir sahibi olmalısınız.
Adım 3:  Güneş enerjisinin kurulumu için teklif verecek teknik kişiler kurulumun yapılacağı yeri gördükten sonra teklifini sunacaktır. Bu durumda bu tür teklifleri değerlendirirken seçim yapacağınız aralıkları daraltmanız gerekecektir.
Adım 4:  Hangi türde bir fotovoltaik sistemde karar kılacaksınız?  Bu soruya cevap verebilmek için bir takım teknik ve ekonomik faktörleri dikkate almanız gerekiyor.
Adım 5:  Artık kurulumu yapacak firmaya / teknik adamlara kurulumumu yapmaları talimatını veriyorsunuz.  Firma hemen  sistemin kurulumunu gerçekleştirecektir.
Adım 6:  Kurulumu yapılmış olan sistemin teslim edilmesi safhasına geçiliyor.  Burada çok dikkat etmek gerekmektedir. Yani dikkatli bir şekilde incelenerek testlerinin yapılması ve protokollerinin takip edilmesi elzemdir.  Böyle bir PV sistemin teslim alınması için gereken tüm belgelerin ve kılavuzların tam olarak teslim edilebilmesi önemlidir.

Şimdi yukarıda kabaca tarif ettiğimiz ve genellediğimiz adımların teknik detaylarına geçelim:

Şekil.1 : PV Sistemin Çatı Montajının Yapılması
                                                               ADIM 1

Fotovoltaik Sistemler için Yapısal Gereksinimler  ve  Yatırım maliyetleri 
Eğer fotovoltaik bir sistem kurma niyetinde iseniz öncelikle çatınızın güneşten elektrik üretiminde gereken eğime sahip olup olmadığını ve böyle bir yatırımı finanse edip edemeyeceğinizi sorgulamanız gerekir.  Aşağıda verilen şekilde bir takım yapısal gereksinimler söz konusu olabilir.
Fotovoltaik sistemler esasen eğriçatı, düz çatı veya cephelerde tesis edilebilir.
Eğimli çatılarda Yönlendirme : Güney yön  idealdir. Batı veya doğu yönlerindeki sapmalar çok sorun olmaz .  Kuzey yöne bakan çatılar uygun çatılar değildir.
Eğimli Çatılarda Eğim:  25 ile 30 derece kadar eğimler uygundur.  Daha fazla sapmalar olacak olursa bu montaj sisteminde ayar yaparak dengelenebilir. (Düz çatılarda sistemin panelleri direk güneşe yöneltilebilir. )
 Gölgeler:  Çatı alanı çevredeki binaların ağaçların bacaların vs gölgelerinden uzak olmalıdır.  20 yıl boyunca bu alana gölge düşmemesini garantiye almak veya buna uzun vadede  dikkat etmek gerekir.
Binanın Statik Yönden Uygunluğu:  Evinizde veya binanızda böyle bir sistem için gereken rezerv yükleri taşıma kapasitesini sorgulamalısınız. Sadece  PV sistem için metrekare başına yaklaşık 25 kg gibi bir rakam gerekebilir.
Asbestli Çatılar: Çatınızda asbestten arındırılmış bir alana sahip olmalısınız.  Asbest sağlığa zararlıdır.
Ev içi Elektrik Tesisatı: Çatıdan inecek PV sistem kablolarını, ister şebekeye bağlayın ister ayrı bir pano odasına taşıyın,   uygun bir şafttan veya baca içerisinde yapılmış özel kanallardan indirmek gerekecektir.
İzin Sözleşmeleri: Sistemde ürettiğiniz  elektriği lisanssız olarak dağıtım şirketine satmak istiyorsanız dağıtım şirketleriyle bir sözleşme imzalamanız gerekir.

Yaklaşık Kurulum Maliyetleri (Sadece Malzeme Fiyatlarıdır)
0-10 kW arası 2500 Euro/kW
10-30 kW arası 2000 Euro/Kw
30-100 Kw arası 1700 Euro/kW

Yeni yapılmış bir binada  eğimli çatıya kurulmuş bir fotovoltaik sistem için 1 kW gücünde bir sistemi farklı panel tipleriyle şu  alan aralıklarında kurmamız mümkündür.
Monokristal Modüllerle 6-9 metrekare
Polikristal Modüllerle 7-10 metrekare
İnce Film Modüllerle 15-20 metrekare.

Karlılık ve Ekonomiklik İle İlgili Unsurlar
Ürettiğiniz enerjiyi satacaksanız bunun ile ilgili prosedürleri dağıtım şirketi nezdinde takip edin ve tamamlayın. Sattığınız enerjinin fiyatı normal elektriğin fiyatına göre çok daha yüksek olacağından yatırımınızın karlılığını belirleyecek olan bir unsur olarak dikkat edilmesi gerekir.
Çatı katında bir tadilat yapacaksanız, fotovoltaik bir sistem kurmanız daha avantajlı hale gelecektir.
 Bir PV sistemin gücü kWp olarak verilir. Burada p peak güçtür. Yani 1000 Kw/m2 bir ışınım altında (ülkemizin ortalama ışınımı kabul edelim. Normalde biraz daha yüksektir ) 1000 kWp lik ve bir metrekare alana sahip bir panel bu kadar enerji üretecektir.
                                                                     
                                                              ADIM 2

Teklif Veren Fotovoltaik Sistem Firmasının  Saha Keşfi
Bu adımda işinizi yapacak PV kurulum firmasının ne kadar ciddi bir firma olduğunu anlamanızı kolaylaştıracağını umduğum bazı noktaları izah edeceğim.
Bir PV firması sizinle saha keşfi için görüşmeye geldiğinde aşağıdaki hususları müzakere etmesi gerekecektir.
 Çatınızın eğim , yönleniş ve ebatları. (Çatınızın saçak yüksekliği ile en üst kısmının yüksekliği önemli. )
-  Çatı kaplaması ve çatının taşıyıcı konstrüksiyonu. (montaj yaparken önemli)
- Çatının statik yönden dayanımı. Firma size bu konuda sorular sorabilir. Taşıma kapasitesi konusunda emin olmak isteyecektir.
- Asbestli bir çatınızın olup olmadığını görmek isteyecektir.
- Çatının üzerine kurulacak sistemlerin üzerinde gölgelenme olup olmayacağını araştıracaktır.
İniş iletkeninin gidiş güzergahı ile ilgili olarak ihtimalleri ve imkanları değerlendirmeye tabi tutacaktır.
Her bir PV sistem arasında mesafeleri göz önünde bulunduracaktır ki kablolama mesafe ve kesit hesaplarında esas teşkil etsin.
Sayaç ve invertörlerin montajlarının nereye yapılacağını planlayacaktır.
Güneş enerjisinin üretildiği yerde hemen tüketilmesi veya depolanması , PV modüllerin çatı yüzeyinin üstüne veya çatı yüzeyine gömülmesi, ileride termal enerji için yer bırakması, projelerin belirli bir  ajandaya dahil edilmesi gibi kişisel tercihler hakkında görüş bildirecektir.
Şebeke bağlantısı için yapacağı başvuru için etkili bir işleyiş ve yaklaşıma  sahip olacaktır.
Kurulacak sistemin  şebekeye uyumlu hale getirilmesini sağlayacaktır.  
 Belirli bir gücün üstündeki PV sistemlerde dağıtım şirketlerinin isteyeceği yönetim sistemi yazılım ve donanımını sağlayacaktır. (şebeke ile  uyumlu bir çalışma için gereklidir.)


İşinin Erbabı Firmaları Şu Şekilde Diğerlerinden Ayırdedebilirsiniz:
Daha önce yaptığı işleri, referansları: Güneş enerjisinden elektrik üretimi gerçekleştirmeniz için size teklif veren ciddi bir firma sizlere çevrenizdeki referans işlerini hemen gösterebilir.  Bu tip referanslar ile görüşerek memnuniyetlerinin ne seviyede olduğunu öğrenebilirsiniz.
Üretici Seçiminde Esneklik:  Firmanın işiniz için tek bir üreticinin modül ve invertörlerini kullanmayı mı yoksa yapacağı işin niteliğine göre üretici bağımsız bir şekilde farklı üreticileri kullanmayı mı teklif ediyor ?  Burada bu yaklaşım size firmanın becerisi hakkında fikir verebilir.
Kaliteli Ürün Tercihi:  İyi  ve yetkin bir firma orijinal ürünler kullanacaktır. Bu ürünlerin isimleri üzerinde yazmalı seri numaları vs görülür olmalıdır.
Gölgeli Alanlardan Uzak Durulması: Ciddi bir firma sizi gölge riskine karşı uyarmalı ve bu durumu önceden öngörerek olabildiğince gölgeli alanlardan uzak gerekirse de küçük alanlara kurulum yapmayı önermelidir.
Ücretsiz Keşif& Net Teklif:  İyi bir firma size işin tam ve net maliyetini tek ve ücretsiz bir keşiften sonra verebilir.
Süre Kısıtlamalarına Karşı Dik Duruş :  Planlama, teklif oluşturma ve proje safhalarının geliştirilmesi gibi aşamalar herhangi bir süre baskısıyla değil doğal seyrinde gelişecektir. Yani firma size net bir teklif ve anlaşma metni sunacaktır. Bunun için kendisinin de bir süreye ihtiyacı olduğu gibi sizi de hemen sözleşme yapmaya zorlamayacaktır ki siz de piyasadan gerekli araştırmayı yapabilesiniz.
Taleplerin ve Şartların Karşılıklı Olarak Anlaşma Tutanağına Aktarılması:   İşinizi yaptırırken tüm taleplerin ve firmanın isteklerinin gerekliyse aşama aşama karşılıklı anlaşma tutanaklarıyla imza altına alınması ileride sadece sözde kalan istek ve vaadlerin açacağı münakaşa ve anlaşamamazlıkların önüne geçecektir. Bu maddeye finans ve ödeme konularının  da eklenmesi ve sürelerin net olarak belirtilmesi gecikme durumlarındaki müeyyidelerin ortaya konması gibi işlemleri de eklemek gerekir.
Komponentlerin Garantileri: İyi firmalar size PV sistemin tüm parçaları için geçerli olan garantileri ve bu garantilerin geçerli olduğu durumları açık bir biçimde sunacaktır. Garantiye girmeyen durumlar için gerekli bilgilendirmeyi sağlayacaktır.
Düzgün Montaj Hizmeti:  Montaj ve kurulumun düzgünlüğü çok önemlidir. Firmanın bu konuda her türlü garantiyi verebilmesi gerekir.
Taşıyıcı Konstruksiyonun Yüklenilmesi: Burada iyi firmalar bu kısmı işin tümünden ayırmaz. Eğer siz bu kısmı ben hallederim diye düşünürseniz bu imalat ile ilgili her türlü çalışan ve malzeme riskini de üstlenmiş olacaksınız.
Teknik Destek: Firmanın sorulması durumunda her türlü teknik detaya sahip olması ve bu tür detayları  uygulamaya dökebilmesi gerekir.

Bağlantı Prosedürlerinde Kolaylaştırıcılık: İyi firmalar dağıtım şirketleri nezdindeki tüm başvuru ve kayıt işlemlerini sizin adınıza  yapabilir, en azından gerekli prosedürlerin yerine getirilmesinde gerekli olan adımları sizin için gerçekleştirebilir.
/////////////////////////////////////////// DEVAM EDECEK/////////////////////////////////////////////////////////////////


6 Mayıs 2016 Cuma

Işık : Anahtara Basarak Mı Yoksa Otomatik mi?

(Almanca bir makaleden çeviridir)

Bürolardaki aydınlatma otomatik olarak gün ışığı ile uyumlu hale getirilirse bir enerji tasarrufu sağlanabilir. Işığın kendine ait bir saha geliştirmesi her çalışanın hoşuna gitmeyebilir. Tecrübe ile sabittir ki aydınlatma sisteminin yarı otomatik kurgulandığı veya mahalde kimsenin bulunmadığı durumlarda aydınlatmanın devre dışı bırakılması sayesinde de aynı şekilde enerji tasarrufu yapılabilmektedir.
Gün ışığı ile birlikte çalışan aydınlatma sistemi kullanıcılarından “ Böyle bir aydınlatma saçmalığın daniskası! “ şeklinde bir yorum duymanız mümkündür. Buna karşılık üreticiler gün ışığı ile birlikte kullanılarak dimlenen lambalarla yapılarak sağlanan konfor ve tasarrufu öve öve bitiremiyorlar. Neden on yılı aşkın bir süredir bu tip bir aydınlatma piyasada hala tartışılan bir aydınlatma şekli olmaya devam ediyor? Zürich Örlikon’da Birch okulunun işletme müdürlüğünü yapan Andre Bein “ Tüm sınıf odalarında 500 lüx ölçüyorum ama yine de yine de aydınlanma istenilen şekilde değil” şeklinde izah ediyor. Gün ışığı yeterince aydınlatma sağladığı anda lambalar dimleniyor.( Şekil 1) Her yerde sınıflarda sağlanması gereken standart değer olarak 500 lüx aydınlık seviyesi olmasına rağmen , pencereye yakın olan öğrenciler kendilerine yakın yerlerde lambaların yanmadığı hissine kapılıyor (Şekil 1). Bein’a göre öğrencilerin yarısından çoğu bu şekilde gün ışığına göre kurgulanan bir aydınlatmadan hemen vazgeçmeye hazır. Çok zaman aydınlatma sistemini ilk açışlarında “otomatik” olan ayar modunu “ çift tıklatma” ya alıyorlar. Okuldan çok sayıda dernek faydalanmakta olduğundan ve öğretmenlerin çoğu kısa süre için vekaleten hizmet verdiğinden Bein aydınlatmanın yetersiz olduğu yönünde çok sayıda şikayet aldığını söylüyor. O da bu şikayetlere cevaben muhataplarına bunun normal bir durum olduğunu ve aydınlatma sisteminin ölçtüğü gün ışığı seviyesinin oldukça yüksek olması sebebiyle böyle bir durumun ortaya çıktığını söylüyor. Zürih Yüksek Yapılarda Enerji ve Bina Tekniği Uzmanlık Bürosu, SEV VSE Bülten dergisinin görüş isteğine rağmen Birch okulu ile ilgili herhangi bir görüş bildirmek istemese de gelecek dönemlerde okullardaki sınıf odalarında sabit aydınlatma kontrol düzeneklerinden vazgeçmeyi planlamaktadır: Büro, oturma odaları ve derslikler için yeni çıkarılan yönetmeliklerde artık kontrollü aydınlatmalar öngörülmemektedir. Enerji tasarrufu sağlamak ve binalarda yakalanması gereken asgari enerji sarfiyatı standartlarına uyabilmek için , ilgili mahallerde insan bulunmuyor veya gün ışığı seviyesi yapay aydınlatmayı gereksiz kılacak kadar yüksek seyrediyor ise aydınlatma sisteminin doğrudan devreden çıkarılması gerekmektedir. Bu durumlarda aydınlatma sisteminin tekrar çalıştırılması genel olarak manuel olacaktır. Sonuç olarak dimlenebilir aydınlatmalar daha fazla arzu edilmemektedir. Parolalar artık – Olabildiğince Basit!. Kamusal alanlarda trend genel olarak bu yönde. Tesisatlar olabildiğince basit kurgulanmak durumunda.

Asgari Enerji Tüketimi Kontrollü Aydınlatma Gerektiriyor.
Binalarda günışığı denetimli aydınlatma Sistem tesisatlarının planlama ve mühendislik hizmetlerini veren ünlü bir büroda saha müdürü olarak çalışan Serge Hauser “Üreticiler temiz bir kontrol sistemi için pek büyük sözler verse de bu ütopik olmaktan öteye gitmiyor. Çok fazla arıza kaynağı söz konusu .“ diye konuşuyor. Sorun mahaldeki aydınlık seviyesi bilgisinin elde edilmesinde yatıyor . Sensör mahallin yalnızca bir noktasındaki bilgiyi alıyor. Orada koyu renkli bir mobilya bulunuyor ise bu durum sağlıklı bir ölçümün gerçekleştirilmesinin önüne geçiyor. Odaya konulacak çok sayıdaki sensörün maliyetinin yükselmesi ve böylece çok sayıdaki sensör tavanda görsel olarak göze çarpar bir şekilde bulunacak olması nedeniyle böyle bir imalatın, binanın mimarı tarafından kabul edilmesine pek rastlanılmıyor. Bundan başka bir seçenek ise binanın çatısına konulacak olan merkezi bir sensör. Günün saatine ve sensörün konumuna göre her bir odanın aydınlık seviyesi hesaplanır. Burada da odalardaki mobilyaların durumuna , perdelerin konumuna ve diğer binaların yaptıkları gölgelerin varlığına bağlı olarak ortaya çıkan büyük bir belirsizlik söz konusudur.
Şekil 1 .Birch Okulu : Endirek günışığında dahi 500 lüx seviyesi kolayca yakalanabilir. Pencere tarafındaki aydınlatma armatürleri erken saatlerde hemen devreden çıkarılır.
Sergei Hauser insanların ne zaman ve ne kadar ışık istediklerine karar vermelerinin önemli olduğuna inanıyor. Ona göre aydınlatma sisteminin kendisini izlemesi ve örneğin odadan çıktığından aydınlatmayı kapatması gerekli bir şey. Asgari enerji sarfiyatı ile ilgili SIA 380/4 standardına uyulabilmesi adına aydınlatmalarda hiçbir kontrolün olmaması da yine düşünülemez. Eğer aydınlatma otomatik olarak belirli bir değer etrafında denetlenecek olursa kullanıcılar örneğin hastanede çalışan doktorlar bu durumdan sıklıkla hoşnutsuzluk duymaktadır. Bu yüzden Hauser bu noktada , sensörlerin kullanıcıların isteklerine uygun hale getirilmesinin çok işe yarayacağını düşünüyor. Ama o, sensörlerin daha sonraları teknik personel tarafından yeniden ayarlanmaları ile ilgili şüphe de duymuyor değil. Her ne kadar kendisinin başında olduğu mühendislik bürosunun tamamladığı projelerde bu konuda eğitim verilmesi konusunda hassas olsa da o genel olarak bu tür eğitimler için gerekli ilginin gösterilmediğini düşünüyor. Ayrıca o LON kontrollü bir sistemde zaman zaman PLC cihazlar üzerinde dimleme eğrisi güncellenmesi gerektiğinden böyle bir işlem binanın sorumlu teknikerleri için oldukça kendilerini aşan bir durum olarak görüldüğünü ifade etmekte. Hausere göre yine pek çok binada tesisatların yanlış planlanması sadece bir aydınlatma problemi değil, ısıtma ve havalandırma da dahil olmak üzere bina otomasyonunun da bir problemi olarak karşımıza çıkıyor. Tüm olasılıkları bünyesinde barındıran bir sistem optimizasyonunun maliyeti genel olarak ilk bir yılda yapılan tasarrufla karşılanmış oluyor.
Şekil 2. Günışığı (Sağda ) ve Yapay Işık (solda ) kullanıcılara farklı etki eder. Ayrıca sırtı pencereye dönük halde çalışılırken gün ışığında meydana gelen gölge olayına da dikkat edilmelidir. 
İyi Reflektörler Enerjiden Tasarruf Etmemizi Sağlıyor.
Hauser, enerji tasarrufu için kullanıcıların da memnun oldukları endirek aydınlatma benzeri iyi reflektörlere sahip verimli aydınlatma armatürlerini tercih ediyor. Bunun yanında ,armatürlerin ve reflektörlerinin verimliliğinin daha da artırılabileceğine ve hatta iyi bir aydınlatma konseptiyle aydınlatma otomasyonunun başarabileceğinden daha fazlasını başarmanın mümkün olduğuna inanıyor. Hauser yine aydınlatma otomasyon sistemlerinin gelecekte de sıklıkla bypass edilmesinin kaçınılmaz olduğunu ve asgari enerji sarfiyatı kriterlerinin işletme şartlarında pek dikkate alınmayan bir deklarasyon olarak kaldığını ifade ediyor.
Hauser hastane koridorunda gün ışığından bağımsız olarak kısmen sabit değerler ile çalışmayı tercih ediyor. Gün içerisinde aydınlık seviyesi ortamdaki insan varlığına bağlı olarak % 60 ile 80 arasında dimleniyor. Gece bu değerler % 30 ile 50 arasına çekiliyor. Aydınlatma hiçbir zaman tamamen devre dışı bırakılmadığından kullanıcılar böyle bir dimlemenin pek farkında olmuyorlar. Gece ortam daha loş olduğunda bu durum kimseyi rahatsız etmiyor çünkü bu zaten kullanıcıların bekledikleri bir durum. Hauser ayaklı zemin lambaları hakkında faydalı tecrübeler edinmiş. Bu lambalar ile çalışma alanındaki ışık seviyesi ölçülebiliyor ve odada bir değişik yapılması durumunda yerlerini değiştirmek kolay oluyor. Diğer türlü, aydınlatmayı otomatize etmeyi değil varlık sensörleri ile devreden çıkarmayı tavsiye ediyor.

Her Biri Sensörlü 10000 Oda
Her ne kadar teknik hizmetler sınıfı ateşli bir şekilde aydınlatma otomasyonuna karşı çıksa da onu aynı heyecanla öven birileri de var:
Zürih üniversitesi odalarını gün ışığı ve varlık sensörü kombinasyonu ile donatmış bulunuyor. Üniversitenin Binalar ve Hacimler Bölümünden Bernhard Brechbühl’e göre yaklaşık olarak % 30 civarında bir tasarruf sağlanmakta. Buna ek olarak patlayan florasan lambaların yenileriyle değiştirilme sıklığı azalmış olması da bir avantaj. Bunun için verilen hizmetten yani işçilikten edilen tasarruf aslında doğrudan enerji tasarrufundan daha fazla. Üniversitenin öncelikle daha önceki aydınlatma otomasyonu deneyimlerini derlemesi gerekti. Doksanlı yılların başında tam otomatik aydınlatma sistemleri ile yola çıkılmıştı. Aydınlık seviyesi yaklaşık 500 lüx değerine ayarlanmakta idi . Odada insan var ise aydınlık seviyesi otomatik olarak set değerine getiriliyordu. Bunun neticesinde bir aydınlatmaya ihtiyaç olmasa bile lambalar devreye giriyordu. Oysaki bugün eğer kullanıcılar gerek duyuyorsa aydınlatmayı kendileri devreye sokuyorlar. Bay Brechbühl’e göre bu daha kabul edilebilir ve fazladan enerji tasarrufu sağlıyor çünkü bilgisayarlı çalışma alanlarında kullanıcılar ancak hava gerçekten iyice karanlık olduğunda aydınlatma sistemini devreye sokuyor. Üniversite bu yüzden dimlemeli bir aydınlatmadan bilerek uzak duruyor. Federal Büroya ait Ravel Araştırma Projesi kapsamında Zürih üniversitesine ait bir laboratuvar binası ile ilgili olarak yapılan bir araştırma sonucunda sabit aydınlık seviyesi ile yapılan otomasyon sayesinde azami enerji tasarrufunun gerçekleştiği görülse de ise de ,böyle bir sistemin kendini amorti edemediği gözlemlenmiştir.


Bugün tesis edilen yarı otomatik anahtarlamalı aydınlatmalar ile kullanıcılar lambaları elleriyle dilediği gibi açıp kapatabilmektedir. Gün ışığı belli bir değerin üstüne çıkar veya kullanıcılar mahalli/ odayı terkederler ise sensörler lambaları söndürmektedir.



Şekil 3 : Güneş ışığının ve insanların yaydığı ışınımın Spekturumu. Tipine göre varlık sensörü tarafından görülür ışık, kızılötesi bölgesinde gün ışığı ve insanların yaydığı kızılötesi ışık algılanabilir. Eğer gün ışığı kızılötesi dalgaboyunun sadece dar bir bandında algılanacak olursa bu durumda sensörün yapay ışığa karşı bağışık olduğunu söylenebilir.

Eşikdeğerlerin Ayarlanması
Brechbühl Zürih üniversitesinde yeni bir binaya taşınıldıktan sonraki iki ay içerisinde kullanıcıların şikayetlerinin bir haylı sıklaştığını yaşayarak tecrübe edinmiş. Bu süre zarfında her kullanıcı odasındaki aydınlık seviyesini farklı algıladığı için sensörlerin ayarları yapılmış. Bu iki aydan sonra bu tip müdahale ve ayarlamalar giderek azalmış. Brechbühl, binadaki 10000 civarındaki dedektörün bir yılda en fazla 10 tanesinin bozulduğunu anlatıyor. Koridor ve tuvaletlerde ayrıca belirli birinin sorumlu olmadığı odalarda aydınlatma otomatik denetlenmekte imiş. O, tuvalette uzun süreli oturulurken aydınlatmanın sönmemesi için bu tür mahalleri sensörler ile donatırken olabildiğince çok sensör kullanılmasını tavsiye ediyor. Tereddüt durumunda her iki kabin arasına bir sensör uygun olacağını ifade ediyor. Koridorlarda insanlar aydınlatmanın birkaç metre adım attıktan sonra değil hemen devreye girmesine alışmışlar ve kendilerini bir tünelde gibi hissetmemeleri için koridorlardaki tüm aydınlatmalar bir uçtan diğerine devreye girmekte imiş. Böylelikle insan trafiğinin az olduğu zamanlarda ciddi bir enerji tasarrufu sağlanmaktaymış. Ona göre , armatürlerin sayısında ve aydınlık seviyesinde tasarrufa gitmek kullanıcıların memnuniyetini zedeleyeceğinden pek tercih edilir bir yol değil.
Varlık sensörü ayrı bir gecikmeli kontağa sahip ise laboratuvar ve tuvaletlerde havalandırmaların kontrol edilmesi mümkün.olduğundan elektrik enerjisi dışında havalandırmada ısı enerjisinden de tasarruf sağlanabilirmiş

Başarı Bizi Haklı Kılıyor
Heinz Rütschi, (varlık sensörü imalatçısı HTS firmasında satış müdürü ) gün ışığı kontrollü aydınlatma konusunda süren tartışmaların içeriğini biliyor. On yıldan daha uzun bir süredir onları satan Rutschi şöyle diyor:
“Başarılı oluşumuz bizi haklı kılıyor, Her yıl sattığımız sensör sayısı ürünün işe yaradığını gösterir. Diğer yandan her zaman Birch Okulu gibi tekil ve kötü örnekler olacaktır. ”
Ona göre ya sensörlerin ayarları yanlış yapılıyor ya da bağlantıları.. Sonra müşteriye teklif için gidip yerinde görünceye dek bu tip durumlar çoktan ortaya çıkmış oluyor. Bir de elektrikçiler bir birleriyle fiyat kırma yarışına girişince tesisatın kendisi için pek zaman kalmıyor. Sensörler ilk ayarlarında kalmış oluyorlar.
Rutschi ” bir sensörün montajına kalibrasyon da dahildir” diyerek konuya vurgu yapıyor. “Kullanıcı ile birlikte eşik değerler öyle ayarlanılmalıdır ki kullanıcı bu ayardan memnuniyet duysun. “ Mesela gözlüklü insanlar daha aydınlık ortamlar ister ve kadınlar neon ışıklarına erkeklerden daha farklı tepki verir diyor. Aydınlatmanın algılanışı da tıpkı sıcaklık gibi diyerek planlama yapan kişilerin buna dikkat etmesi gerektiğini söylüyor. Rutschi yine bir aydınlatma sistemi olabildiğince basit olmalıdır tavsiyesinde bulunuyor. “Karmaşık bir aydınlatma otomasyonu sadece kablolama ve montaj sırasında arıza çıkarmaya müsait değildir ayrıca ileride bakım işleri de çok pahalıya gelir “ diyor.
Genç tasarımcılar bu konuda çok dikkatli değiller ve ancak kötü tecrübeler neticesinde daha basit sistemlere geçiş yapıyorlar diyor Rutschi ve mesela pek çok kullanıcının uzun uzun bir dimleme düğmesine basmayı sıkıcı ve zor bir iş olarak gördüğünü belirterek devam ediyor:

“Entelektüel kişiler tekniğin kendisi tarafından vesayet altına alınmaya karşı daha eleştirel bir duruş sergiliyorlar. Bir tasarımcı bu durumu dikkate almak zorunda. ”

Burada gün ışığı kontrollü yarı otomatik bir sistemi tavsiye ediyor: Kullanıcı manuel olarak aydınlatmayı devreye alıyor sensör ise odada insan olmaması durumunda veya gün ışığı seviyesinin yüksek olması durumunda devreden çıkarıyor. Sık sık da kullanıcının aydınlatma yönetim sistemine alışması ve sonra da tümüyle tam otomasyonlu bir aydınlatmaya geçiş yaşanması durumu ortaya çıkabiliyor. İştah yemek ile birlikte geliyor.

Ayaklı zemin lambaları ile de kendisinin farklı deneyimleri olmuş. Şöyle bir takım saptamaları söz konusu: “Belirli bir işlevi olan binalarda eğer binanın ne zaman kullanılacağı net değil ise ve tasarımcı ayaklı zemin lambalarını kullanmayı öngörüyor ise maliyeti yarı yarıya düşük tutabilir.Bu lambaların üstünlüğü ihtiyaç duyulan her yere taşınabilmesindedir. Ayrıca bu lambaların sağladığı endirek aydınlatma genellikle kullanıcıların hoşlandığı bir aydınlatma türüdür. Bu lambaların otomatasyona uygun hale getirilmesi ise problemli bir sahadır. Entegre edilen sensörler ya çok derine konulur ya da yanlış yerleştirilirler. Bu durum ayaklı zemin lambalarının odada insan bulunmasına rağmen karartma yapmasına neden olur. Gerçi bu durum için bir eksen etrafında hareket edebilen sensörlere sahip zemin lambaları var ama önemli olan bunları kimin ayarlayacağıdır. Tavana konulacak fazladan bir sensör de pek çözüm sağlamayacaktır çünkü endirek aydınlatma, sensörü körleştirecek ve ayaklı zemin lambası da masada oturan kişinin görülmesini engelleyecektir.

Kompleks Sabit Aydınlatma Denetimi
Tüm deneyimleri bir araya getirdiğimizde gün ışığı denetimli aydınlatmaların özünde faydalı olduğunu ama tesisat boyutunun da ihmal edilmemesi gerektiği ortaya çıkar. Mahalde kimse yokken veya gün ışığı seviyesi yüksek iken lambaları söndüren sensörler hiçbir kullanıcıyı rahatsız etmezler. Hatta kimse varlıklarının farkında bile değildir. Böylelikle en etkin ve şikayetlere sebebiyet vermeksizin enerji tasarrufu sağlanabilir. Sabit aydınlatma denetimi buna karşın komplekstir ve sensörlerin yerleştirilmesi ve kalibrasyonu önem arzeder. Bu sensörlerin karışık ışığı yani yapay ışık ile gün ışığını birlikte ölçmemesi gerekir. Böyle bir görev için her sensör uygun değildir. Genellikle iki tipten bahsedilebilir:
 Gün ışığı sensörleri ve Karma Işık Sensörleri.
Gün ışığı sensörleri kızılötesi bölgede ölçüm yaparlar. (Şekil 3) Bu sensörlerin üstünlüğü florasan ve tasarruflu florasan lambalara duyarsız olmalarıdır. Böylece tavanın altında asılı duran ve ışığı tavandan yansıtan endirek bir aydınlatmada bile kullanılabilirler. Sabit aydınlatma denetimi için uygun değillerdir çünkü yapay ışığı görmezler.

Karma Işık Sensörleri ise görülebilir her ışığı ölçebilirler ve bu yüzden sabit aydınlatma denetimi için uygundurlar. Yapay ışıkları algılayabildiklerinden ve tavandaki endirek aydınlatma tarafından körleştirilmeleri önlenemediğinden bu ikili kombinasyon (endirek aydınlatma ve bu sensörler) da her ne kadar endirek reflektörler ışığı en verimli bir şekilde kullanılıyor olsa da ve kullanıcıların hoşuna gitse de uygun bir şekilde iş göremezler. Ayrı şekilde anahtarlanan ilave aydınlatmalar da karma ışık sensörlerinin kafasını karıştırır. Gün ışığının hesaplanması istendiğinde yapay aydınlatmanın hangi seviyede devreye alındığını bilmesi gerekir.
Akkor telli lambaların ve yüksek basınçlı ark lambalarının kızılötesi ışık saçtığından ve bu sebeple gün ışığı sensörleriyle beraber kullanılması uygun olmayacağından bu duruma dikkat etmek gerekir. Aynı şekilde ısı yalıtımında kullanılan pencere camları da güneşin kızıl ötesi ışığını yansıttıklarından bu tür sensörlerin düzgün çalışmamasına sebep olurlar. İşte tasarımcının önüne çıkabilecek bir takım meseleler . En iyisi de bir uzmandan yardım istemek !