27 Şubat 2024 Salı

Ağ Bağlantılı Bir Dünyada Telefonlarımızı Kapatmak: Dijital Detoks

         En son ne zaman bir ekrana bakmadan birkaç saat geçirdiniz?  Birçoğumuz için araba kullanmak internet öncesi dönemin son kalesiydi. Araba kullanmak özel, neredeyse zihni arındırmaya yönelik bir deneyimdi. Arabanızın içinde sadece o anda fiziksel anlamda yanınızda olan şeyler vardı. Yine radyoda yerel istasyonlar ne yayınlıyorsa o çalardı değil mi?. Düşünmek için en iyi zamanlardı doğrusu. Birçoğumuz tüm günün en uzun "ekransız zamanını" arabamızda geçirdik (araba kullanırken cep telefonu üzerinden mesajlaşmadığınız sürece!). Ulaşılamaz olmak ve telefonuma sessizce gelen çok sayıda mesaja dikkat etme zorunluluğumun olmamasının benim için çok keyifli olduğunu belirtmem gerekiyor. Ancak yakın zamanda, 10 yıllık artık biraz emektar olarak sıfatlandırabileceğim arabama yeni bir sistem kurdum. Eskiden CD çaların olduğu yerde artık Android Auto ve Carplay özellikli bir ekran var ve düzinelerce widget arasından seçim yapabiliyorum. Gösterge tablomda sesli kontrol ve telefon bildirimleri var. Bunun yeni bir teknoloji olmadığını biliyorum, ancak benim gibi 2023 yılında hala aux kablosu kullanan biri için heyecan verici. Bugün işe giderken kendime "Bu kadarı da çok mu fazla?" diye soruyorum. Arabam telefonumun bir uzantısı haline geldikçe ve dikkatimi çekmek bakımından önümdeki yolla yarıştıkça, dijital kelepçelerin bileklerimi sıktığını hissedebiliyorum. Bağlanabilir olma için iki ucu keskin bir kılıç diyebiliriz. Dünyadaki tüm bilgilere istediğimiz zaman erişebiliriz - ama bu aynı zamanda dünyanın da bize erişebileceği anlamına gelir.

Telefonunuzu Kapatarak Kendinize Vakit Ayırın! : Dijital Detoks

Dikkat Yeteneğimiz Kıymetli Bir Kaynaktır

Akıllı telefonlarımızın kaynaklık ettiği sürekli mesaj yağmuru ve dikkat dağıtıcı unsurlar dikkat süremizi ve konsantrasyonumuzu etkiliyor. Hatta Teksas Üniversitesi McCombs İşletme Fakültesi'ndeki araştırmacılar ekranlarına bakmasak da akıllı telefonların sadece varlığının bile bilişsel yeteneklerimizi sınırladığını tespit ettiler. Akıllı telefon yakınımızdayken, bilişsel yeteneğin bir kısmı, akıllı telefona bakma dürtüsüne direnmek zorunda kaldığı sürekli bir döngüye dönüşüyor. Araç kullanırken akıllı saatlerimizdeki ve gösterge panelindeki anlık bildirimler daha da fazla dikkat gerektirir hale geliyorlar. Akıllı telefonumuzun neredeyse büyülü çekimini görmezden gelmek daha da zorlaşıyor çünkü otomatik olarak az önce aldığımız mesajı ve ona nasıl tepki verebileceğimizi düşünmeye başlıyoruz.

Ben bir açık hava tutkunuyum. Geçen sonbaharda Beynam ormanlarında bir arkadaşımla yaptığımız sohbet, her ikimizin de açık havayı sevmemizin ana nedenlerinden birini açıklıyordu. Cep telefonunun “çekmeme” sinin ne kadar özgürleştirici olduğundan bahsettik çünkü telefon daima bizi hazır bulunmaya zorluyordu. Dünya etrafımızda dönüyordu ama biz içindeyken endişelerimizin sadece kamp ateşimizden yayılan ışığın kenarına kadar ulaşabildiği bir fanusun içinde oturuyorduk. Durmak ve rahatlamak için kendimize ait minik bir an! Elbette günlük yaşamda akıllı telefonunuzu kapatabilirsiniz, ancak yukarıda bahsedilen McCombs araştırması, kapalı bir akıllı telefonun bile dikkat dağıtıcı olduğunu ortaya koydu, çünkü kapalı bir akıllı telefonun açık bir akıllı telefon olmaktan sadece saniyeler mertebesinde uzakta olduğunu biliyoruz. İnternet ve mobil ağ olmadan birkaç gün geçirmek beyne yeniden kalibrasyon için zaman kazandırır.

Benim için en büyük sürpriz ise geri döndüğümde değerli bir kablosuz ağa bağlanabilmekte yatıyor. Favori uygulamalarımı açmanın sıcak bir günde soğuk suyun ilk yudumu kadar rahatlatıcı olmasını bekliyorum. Ama öyle olmuyor. Her seferinde hayal kırıklığı yaratıyor. Tıpkı hatırladığım gibi , hep aynı formatta aynı içerik, ve sadece daha az davetkar! Bir süre dijital dünyadan koptuktan sonra, kendi dikkat çıtanızın ne kadar düştüğünü fark ediyorsunuz.

Sürekli ağ kurmanın getirdiği muazzam baskı üzerine düşünen ilk kişi kesinlikle ben değilim . "Dijital detoks" için yapılan arama sorguları 2013'ten bu yana istikrarlı bir şekilde artıyor. Bu durum, 2013'ün aynı zamanda çoğunluğun akıllı telefon sahibi olduğu ilk yıl olduğunu düşündüğünüzde anlam kazanıyor. Ceplerimizdeki “sürekli dikkat dağıtıcı”ların beynimiz üzerindeki etkisi hakkında çok şey yazıldı (ya da daha doğrusu birçok piksel dolduruldu). Üstelik bu dikkat dağıtıcılar sadece can sıkıcı değil, aynı zamanda yorucudur. Sürekli gelen bildirimler stres ve kaygıya neden oluyor. Hayatlarımızı başkalarının internette önümüze konulan popüler kısa videolarıyla karşılaştırmaktan kaynaklanan depresyon. Bizi dinlendirici bir uykudan alıkoyan hiç uyumayan eğlence dünyası yüzünden kötü uyku.

Biraz da Dijital Detoks Yaptırmak Zamanıdır.
Peki Ne Yapabiliriz?

Giderek daha fazla sayıda Z kuşağı insanı için gereken cevap: Kapaklı telefonlar!
Z kuşağı gençleri internetten önceki dünyanın nasıl bir yer olduğunu bilmiyorlar ve akıllı telefonlardan ve sosyal medyadan uzaklaşmak, dijital çağda bir gencin yapabileceği en "anti-kültürel" şeylerden biri.
Geri kalanımız bağlanabilirliğimize sınırlar koyabilir. Bu, bildirim almadığımız sessiz saatler belirlemek veya ekran süresini sınırlamak için uygulamalar kullanmak anlamına gelebilir. Bağlanabilirliğin sınırlarını zorlamaya yönelik bitmek bilmeyen arayışımızda bazen kendi sınırlarımızı unutuyoruz. Cebinizde bir süper bilgisayar bulundurmanın faydaları yadsınamaz, ancak sınırsız bilgiye erişim ile tüm bu bilgileri işlemek için yalnızca bir beynimiz olduğu gerçeği arasında bir denge bulmamız gerekiyor.