Elektrik
gücü üretici merkezlerden alınarak, tüketicileri besleyen dağıtım sistemine
dahil edilmek üzere uzak mesafelerde bulunan trafo merkezlerine aktarılmalıdır. Doğru
akım sistemler her ne kadar tarihsel olarak daha erken dönemlerde kullanılmış
ise de yerini çok geçmeden alternatif akım sistemine bırakmıştır . İlk doğru akım sistemler Edison’un firması
tarafından geliştirilmiş ve elektriksel
gücün iletilmesi/aktarılması birkaç kilometreyi aşmayan bir mesafeyle sınırlı
kalmıştır. Bu yüzden sadece böylesi kısa
bir menzil içerisinde kalan tüketiciler
elektriksel güce kavuşmuştur. İletim mesafesi arttıkça bakır
kayıplarından kaynaklı olarak gerilim düşümleri oluşmaktadır. Bu durumun üstesinden
gelebilmek için doğru akım sistemine ait
gerilim seviyesi yükseltilmiştir. Ne var
ki doğru akım sistemlerde gerilim seviyesini
kolay bir şekilde yükseltmek mümkün değildi. Sonrasında alternatif akım sistemlerin
geliştirilmesi sonucu transformatör (trafo) kullanarak bu gerilim seviyelerini
yükseltmek oldukça kolay hale gelmiştir. Elektriksel güç gerilimin yükseltici trafo
merkezlerinde yükseltilmesi, bu seviyeyle iletilmesi ve dağıtım yapılacak
bölgede indirici trafo merkezlerinin bu gerilim seviyesini düşürmesi ile gayet
kolay bir şekilde tüketiciye ulaştırılmaktadır. Güç elektroniğinin gelişimi, bu
dönemlerde doğru akım iletim sistemlerini tekrar düşünmemiz için bizleri
zorlamaktadır. Doğru akım ile alternatif akım sistemlerin bu savaşımı halen
devam etmektedir.
Doğru
Akım Sistemlerde Sözkonusu Olan Gelişmeler
Edison’un
üstesinden gelemediği sorun, d.c
sistemlerin gerilim seviyesini yükseltmek ve böylece elektriksel gücü uzun
mesafelere iletmek olmuştu. Civa buharlı
valf (doğrultucu)’lerin bulunması , alternatif
ve doğru akımlar arasındaki geçişi kolaylaştırmıştır. Şimdi , alternatif akımın gerilim seviyesi bir trafoda yükseltildikten sonra bu akım doğru
akıma ve iletim hattının sonunda bu
gerilim seviyesi tekrar düşürüldükten sonra tekrar alternatif akıma
dönüştürülmekte ve güç bu yönde aktarılmaktadır. Böyle bir teknik Yüksek Gerilimli Doğru Akım
İletim Sistemlerini uygulanabilir kılmaktadır. ABB firması bu teknolojiyi
kullanarak 50’li yılların sonlarında bir HVDC iletim hattı kurmuştur. Dönüştürücü yani a.c/d.c dönüşümü yapan
valflerin bulunduğu kısım çok büyük ve pahalı, ayrıca bakım maliyetleri yüksekti.
Çok geçmeden katı hal tristör valfleri geliştirildi. Bu aygıtlar daha küçük ve
maliyet etkin anahtarlar idi.
HVDC Elektrik Güç İletim Sistemleri |
Bugün HVDC sistemlerdeki ciddi ilerlemelerin
arkasında güç elektroniğindeki gelişmeler bulunmaktadır. Artık HVDC teknolojisi
pek çok elektrik iletim hatları ve farklı frekanstaki güç şebekelerinin kendi
aralarında birleştirilmesi noktasında çok önemli bir yerde bulunmaktadır.
HVDC
ile HVAC Sistemlerin Karşılaştırılması
Yatırım
Maliyeti:
D.C
iletimi A.C iletimine göre daha az iletken gerektirmektedir. D.C sistemlerde
her bir devre için iki iletken gerekliyken, üç faz A.C için üç iletken
gereklidir. HVDC iletkenlerini taşıyan
direkler daha küçük seçilebilir ve bu daha küçük açıklıklar ve alanlar
demektir. Genel olarak bu sistemin HVAC
ye göre daha az bir maliyeti olacağı anlamına gelir. Buna karşılık HVDC hatlarının uçlarında
konumlandırılan dönüştürücü (konvertör)lerin maliyetleri böyle bir
dönüştürücüye ihtiyaç duymayan HVAC ‘lerin yanında maliyeti ciddi şekilde
artıran bir unsur haline gelmektedir.
Belirli bir mesafeden sonra ki bu mesafeye başabaş mesafesi adını
verebiliriz HVDC sistemler HVAC sistemlerden daha uygun maliyete sahip olmaktadır. Genel olarak bu başabaş mesafesi havai hatlarda 600 km iken denizaltı hatlarda
50 km kadardır.
Kayıplar
Deri
olayı D.C sistemlerde söz konusu değildir. Ayrıca Korona olayı da A.C sistemlerde
göre daha azdır. Kayıplar daha az
olduğundan uzun mesafelerde HVDC sistemler daha üstün sistemler haline
gelmektedir.
Denetlenebilirlik
D.C
sistemlerde endüktans bulunmadığundan bu sistemlerde gerilim regülasyonu daha
kolaydır. HVAC sistemlere göre daha iyi
denetlenebilir sistemlerdir.
Farklı
Frekanstaki Şebekelerin Kendi Aralarında Bağlanması
A.C
güç şebekeleri bazı ülkelerde 50 hz bazı ülkelerde 60 hz olarak sabitlenmiştir.
Bu farklı frekanstaki sistemleri kendi aralarında birleştirmek A.C olarak
neredeyse imkansızdır. HVDC sistemler buna imkan verebilmektedir. (d.c
akımda frekans gibi bir zorunluluk olmadığından iki sistem sıfır frekansta
bağlanmış olurlar )
Yakınlardaki
İletişim Hatları İle Girişim
HVDC
sistemlerde frekans sıfır olduğundan A.C sistemler gibi iletişim hatları
üzerinde girişim yani bozulma yaratmazlar.
Kısa
Devre Akımı
Uzun
mesafelere yayılmış bir HVAC sistemde
alıcı taraftaki kısa devre akımı yüksektir. HVDC sistem birbirine
bağlanmış iki A.C şebekenin kısa devre akımlarını artırıcı bir etkide bulunmaz.
Sonuç
Yüksek
gerilimli doğru akım (HVDC ) iletim sistemleri yüksek gerilimli alternatif akım (HVAC
)sistemlere nazaran, kararlılık, denetlenebilirlik vb bir takım üstünlüklere
sahiptir. Başabaş mesafesini aşan
mesafelerde HVDC sistemler daha karlı hale gelmektedir. Özellikle denizaltı
HVDC irtibat (link )hatları açık denizlerde rüzgar santrallerini birbirine
irtibatlandırmada maliyet yönüyle çok uygundurlar. Bu sayede bu sistemlere olan ilgi
giderek artmaktadır. HVAC sistemler daha uzun süre kullanılmaya devam
edecektir. HVDC sistemlere HVAC
sistemlerin rakibi değil tamamlayıcısı bir durumundadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder